1. saygı ne önce onu konuşalım. herkesin dilinde bir saygı vardır ve herkes işine gelince bu lafı çok güzel kendi lehine kullanır ama nedir bu saygı?

    "değeri, üstünlüğü, yaşlılığı, yararlılığı, kutsallığı dolayısıyla bir kimseye, bir şeye karşı dikkatli, özenli, ölçülü davranmaya sebep olan sevgi duygusu, hürmet, ihtiram" (tdk)

    saygı neydi, saygı duyguydu. tanımdaki en önemli kısımlar, sevgi ve hürmet duygusu. bu duygular, bir zorunluluktan doğamazlar. mümkün değildir bu. o yüzden zorunda olunduğu için yapılan şey saygı duymak değil başka bir şeydir. saygı, karşısındaki insana hak verme ve empati kurabilme yetisiyle ilgilidir.

    misalen; dinin ve kültürün, içinde yetişilen toplumun ürünü olduğunu bilenler, başka kültürlerin de farklı olmadığını bilir; her ne kadar ters gelen adet veya gelenek görse de bunlara saygı hisseder. bunun dışında bu tür konularla alakası olmayan birine, zamanında kızların bekareti evlenmeden önce törenle başkaları tarafından alınıyormuş dersen, öyle şey mi olur lan, amk ben onların, derler. tabi aslan sadece seninki kültür. diğerlerinin ki mayonez.

    toplumda çoğunlukta olan kültür veya inanç azınlığı bastırır. güçlü olan taraf bunu çok güzel biçimde kullanır ve biz en son, "inanmıyorsak saygı duymak zorunda mıyız" diye sorarız. zaten bu soruyu soruyorsak saygı duymuyoruz demektir.
    doğru soru şudur: "inanmıyorsak saygı duyuyor gibi davranmak zorunda mıyız? işte buna eve, zorundayız. çünkü aslında saygı duymadığın o inancın sahiplerinden daha güçsüzüz. o toplumdan uzaklaşıp istediğimiz saygısızlığı yapabiliriz. ya da bir gün onlardan güçlü olduğumuzda, ki o zaman kimse bunu sormaz.

    not: biz ve siz zamirleri, herhangi bir kişi ya da zümreye atıf yapmak değil, sadece konuyu açıklamak üzere kullanılmıştır.

mesaj gönder