• okudum
    • okuyorum
    • okumak istiyorum
  • youreads puanı (9.12)
yeraltından notlar - fyodor mihailoviç dostoyevski
"insan olmak, gerçek insan, etiyle kemiğiyle insan olmak bile ağır gelir bize. utanırız bundan, insan olmayı yüzkarası sayarız, benzeri olmayan toplumsal birtakım insanlar olmak için çabalarız. ölü doğmuş insanlarız biz ve uzun zamandır canlı babaların çocukları değiliz, giderek daha çok hoşlanıyoruz böyle doğmuş olmaktan. zevk duyuyoruz bundan. çok yakın bir gelecekte bir şekilde düşüncelerden doğmanın yolunu bulacağız."dostoyevski'nin gogol etkisinden kurtularak kendi sesiyle verdiği ilk büyük yapıt olan yeraltından notlar, avrupa'daki büyük varoluşçu edebiyatı müjdeleyen bir roman. kitap, okuruna "yeraltı" diye adlandırdığı bir ruh halinden seslenen kahramanın uzun, çılgınca söyleviyle başlıyor. ardından, bu ahlakçı, uyumsuz, dürüst kişinin yaşadığı bir aşağılanma olayı anlatılıyor. yüz elli yıldır okunan gerçek bir başyapıt.
  1. "bunların dışında insanlar, dünyada her şeyden önce doğa yasalarının var olduğunu, bireylerin ve toplumların her davranışının kişisel isteklerine göre değil doğa yasalarına göre belirlendiğini öğreneceklerdir. öyleyse tüm sorun bu doğa yasalarını keşfetmektedir. bundan sonra hiçbir insan davranışlarının sorumluluğuna katılmayacak, insanlar için yaşam kolaylaşacaktır. insanların tüm davranışları, bu yasalara göre logaritma çizelgesi biçiminde matematiksel hesaplara göre 100.000'e kadar hesaplanıp düzenlenecektir. hatta çağımızın ansiklopedik sözlüklerine benzeyen yararlı yayınlar bile çıkacaktır. içinde her şey öylesine bir kesinlik ve düzenle hesaplanıp söylenecektir ki, dünyada suç da, boş serüvenler de kalmayacaktır." (30. sayfa)

    ne yazık ki 1860'ların kurgusundaki bu kitapta bahsedildiği gibi doğa yasalarını veya insanın yaşam içerisindeki olguları çözüp, düzene oturtması bu şekilde gerçekleşmemiştir. yaşadığımız zaman dilimine kadar insan bencilliği, kitaptaki karakter gibi, çoğunluğun takdir ettiği şekilde kendi yaşamı boyunca istediklerini elde etme uğruna savaşmıştır. yine kara bir durumdur ki; zamanı sadece kendi yaşam süresine vuran insan, matematiğin, fiziğin veya diğer bilim dallarının gelişimini ne kadar yüksek düzeye(dünya gelişimi açısından) getirse bile bunun karını dünyanın birkaç kenti dışında diğer kentlerine pay edememiştir. insanın rahat bir yaşam ve istediğini kolayca elde etme arzusunu gerçekleştirirken etrafındakilere düzeltilemeyecek bir şekilde zarar verdiği için de bu düşünce 1864'te yayınlandığı zamandan beri yaşayacak bir ortam bulamamıştır, böyle giderse de bulamayacaktır.

mesaj gönder