• youreads puanı (8.60)
  1. "dinle alakası yok" denmiş. bakalım öyle mi:

    - 2011'de suriye'de bir iç savaş patlak verdi.
    - nusayri beşar esad rejiminin kısa sürede devrileceğini tahmin eden türkiye, sünni cihatçı gruplara silah/cephane yardımıyla tıbbî ve lojistik yardımlarda bulundu.
    - türkiye'nin bunu yapma sebebi ortadoğu'da bölgesel bir güç olma isteği ve bunu da en kolay yoldan sünnilik çatısı altında başaracağını düşünmesiydi. bunun adına çıkara dayalı mezhepçi dış politika deniyor. türkiye benzer bir desteği mısır'daki sünni islamcı grup müslüman kardeşler'e de vermişti.
    - esad devrilmedi. suriye'de ılımlı muhalif gruplar denilen grupların o kadar ılımlı olmadıkları ortaya çıktı. abd'nin de desteklediği bu grupların pek çoğu ışid adı verilen sünni selefi terörist oluşuma bağlılıklarını sundu. hatta dünya'nın pek çok yerinde cihatçı terörist organizasyonlar ışid'in davasına destek verdiklerini açıkladılar.
    - türkiye'nin ışid'i destekleyip desteklemediği meçhuldü. ancak şu bir gerçekti ki türkiye, ırak'ın ve suriye'nin kuzeyinde yaşayıp ışid'le savaşan ve bu konuda hem abd ile hem rusya ile hem de suriye ile ittifak halinde olan kürtlerin güçlenmesini istemiyordu. kürtlerin bu kargaşada kurabilecekleri büyük bir devlet fikri türkiye'nin ortadoğu planlarına da ters düşüyordu, güneydoğu anadolu bölgesinin güvenliğini de tehlikeye atıyordu. bu yüzden cizre, sur gibi ilçeler yerle bir edildi ve pyd mevzileri bombalandı.
    - ışid'in gerçekleştirdiği suruç katliamı'nda devlet eli olduğunu düşünen pkk'nın ve kürtlerin şahin kanadı da zaten böylesi bir savaş ortamını iple çekiyordu ki misilleme olarak 2 polisi infaz ettiler. ilk defa bir devlet kurabilecek olmanın hayaliyle türkiye'deki barış umudunu tamamen çöpe attılar. hdp'nin siyasi olarak iflasına ve işlevsizleşmesine yol açtılar.
    - zaten akp de çözüm sürecinin kendisine bir şey kazandırmadığını, aksine hdp'yi güçlendirdiğini gördü. mezhepçi politikaya tam bir dönüş yaptı. suriye ve ırak'taki kürtlerin ilerlemelerine de engel olmaya çalıştı.
    - türkiye'nin suriye'de ve ırak'ta başından beri istediği kolaylıkla etki altına alabileceği bir sünni rejimdir. ahmet davutoğlu'nun ütopik neo-osmanlı hayali, suni bir halifelik fikri altında türkiye'yi ortadoğu'nun en büyük gücü yapma hayaliydi. ellerinde patladı. esad'ın devrilmeme ihtimali düşünülmeden müdahil olunan suriye iç savaşı, türkiye'ye de sıçradı. iş artık geri döndürülemez bir hal aldı.

    bu acılı adamın sözleri üzerinden, çok da bilmediğim konularda ahkam kesmek istemezdim. ancak ısrarla "konunun dinle ne alakası var" diyenlere bağlamı hatırlatmak istedim. din dediğiniz şey, müstevlilerin siyasi emellerini gerçekleştirebilmek için rahatlıkla kullanabileceği bir bölme aracıdır. samimi hislerle bağlandığınız dininizi birilerinin masum insanları öldürmesine sürekli alet ediyorlar. ve bu ilk defa da olmuyor, sadece sizin dininiz için de yaşanmadı. haçlı seferleri'nden filistin katliamlarına kadar dinler, hep çıkar için kullanıldı. "cihat" kavramı bu yüzyılda icat edilmedi.

    "dininiz batsın" diyen bu kişi bir yakınını kaybetmiş, isyan ediyor. sürekli hoşgörüden bahseden bir dinin ölümle, katliamla, terörle nasıl bu kadar sık anılır olduğunu düşünüyor belki. neden insanları daha rahat yönetebilmek için dinin kullanılmasının hiç sorgulamaya tâbi tutulmadığını düşünüyor belki de. belki de "din adına yaptıklarınız yerin dibine batsın" demek istiyor. haksız olmadığını düşünüyorum.

mesaj gönder