1. bu konuda becceria'nın suçlar ve cezalar kitabındaki düşüncelerini benimsediğim hayata son verme cezası. "idam cezasının kabul ve tatbik edildiği bir millette, her idam yeni bir cürmün işlenmiş olduğunu gösterdiği halde, müebbeden hürriyetinden mahrum edilen ayni tek adamın hayatı uzun ve devamlı bir ibret halindedir. eğer kanunların hakimiyetini bu tarzda izhar eylemek çok zaruri ve faydalı ise, bu takdirde sık sık idam mahkumu görmek lazımdır. böylece idam cezasından beklenen faydaları silmemek için, bu cezaya müstahak suçların sık sık işlenmesi bir zaruret olur" diyen beccaria idam cezasının etkililiğinin kısa süreli olacağını belirtmektedir. her milletin kısa süre için dahi olsa ölüm cezasını uygulamaktan kaçındıklarını vurgulayarak bunu da milletlerin fedakarca tutumlarına bağlamaktadır. sonra ise şu anlamlı cümleyi kurmuştur; "ah! ne yazık ki, beşeri saran zulmetin kesafet ve devamlılığına mukabil, büyük hakikatların bünyesi ve bahtı bir kıvılcımın kısalığı nisbetinde ömürlü oluyor."
    becceria sadece kargaşa dönemlerinde, milletin huzur ve sükununu bozmaya yetkin olupta rejim için tehlikeli ihtilallere yol açılabilecek durumlarda vatandaşa ölüm cezası vermenin bir zaruret olduğunu belirtmektedir.
    "lakin, kanunların hakim olduğu sükun devrelerinde ve milletin müşterek reyi ile teşekkül etmiş bir hükümetin iradesinde, dahilde gerek ordu ve gerek bundan da daha kuvvetli olan efkarı umumiye tarafından tutulan ve harici düşmanlara karşı da müdafaa tedbirlerini alabilmiş, ve bu itibarla bütün iktidar hükümdarın elinde toplanmış ve zenginliğin huzur ve zevkleri satın alabildiği bir devlette, vatandaşın hayatına nihayet vermekte hiçbir zaruret olamaz."

mesaj gönder