• okudum
    • okuyorum
    • okumak istiyorum
  • youreads puanı (8.45)
tembellik hakkı - paul lafargue
paul lafargue, ne çalışmanın yadsınması ne de kendi içinde boş zamanın kutsanması olarak kaleme aldığı tembellik hakkı'nda, yaşamın bir tür kutsanmasını gerçekleştiriyor. sadece "sermaye dinini" ifşa etmekle kalmıyor, teker teker bireylerin üzerinde karar kıldıkları bir toplumsal değer olarak çalışmaya dayalı tüm toplumsal sistemlerin geçersizliğini savunuyor. aynı zamanda hem gülünç hem ciddi, hem esprili hem de derinlikli bir metin olarak 19. yy'ın klasikleri arasındaki yerini almış tembellik hakkı, sekiz saatlik iş günü ve cinsiyet ayrımcılığı olmadan eşit işe eşit ücret gibi taleplerin de sistematik bir biçimde ilk defa dile getirmiş olmasıyla önem kazanıyor."ah tembellik! merhamet et bizim bu bitmek bilmeyen sefaletimize! ah tembellik! sanatın, soylu erdemlerin anası, insanoğlunun sıkıntılarına bir teselli ol!" (tanıtım bülteninden) (kitap bilgileri idefix'den alınmıştır.)
  1. kitabın temelini şu sözlerle açıklayabiliriz: "çalışın işçiler, çalışın. toplumsal serveti ve kendi yoksulluğunuzu arttırmak için çalışın. çalışın ki daha da yoksullaşıp daha çok çalışmak ve tekrar yoksullaşmak için bazı nedenleriniz olsun." öyle ki 1831'deki lyon işçilerinin "ya bizi kurşuna dizin ya da bize iş verin" diye ayaklanması, yaratılan bağımlılığın en önemli örneği olmuştur. çünkü "kırsal toplulukların yaşadığı yere fabrika kurmaktansa oraya veba tohumları ekmek, kaynakları zehirlemek daha iyidir."

    kapitalizmin aah pardon! serbest piyasa ekonomisinin halini ise " ürettiğimiz tüm mallar, sürümleri kolay olsun ve az ömürlü olsun diye bilerek gelişigüzel yapılıyor. bizim çağımıza sahtecilik çağı denilecektir" diyerek göze göz diyor.

    dernek, vakıf, yardım kuruluşu gibi "yüce" emellere hizmet eden, sadaka dağıtıcıların halini bir paragrafta bir çırpıda özetliyor. gözünüze hemen magazinlerde, dizilerde, haberlerde karşılaştıklarınız aklınıza gelecek.

    "sosyete kadınları acınacak bir hayat sürüyorlar. terzi kadıncağızların çırpınarak diktikleri o perilere yakışır tuvaletleri görüp denemek için sabah akşam oradan oraya gidip geliyorlar; o boş kafalarındaki saçlarını, enselerinde topuz yaptırma tutkularını her şee rağmen doyurmaya çalışan kuaförlere, kendilerini saatlerce teslim ediyorlar. korselerinin içine sıkışıp kalmış bedenleriyle, ayakkabılarının içinde çarpılmış ayaklarıyla, bir kazmacının yüzünü kızartacak kadar derin göğüs dekolteleriyle, yoksullar için birkaç kuruş toplama amacıyla geceler boyu balolara gidip geliyorlar. ne kadar da yücesiniz!"

    bu kitaptan sonra işsizlik hakkı'nı okuyarak kombo yapmanız tavsiye edilmez^:gülücük^. sakin bir koyda kitapçı veya kafe açma hayaliniz depreşebilir ki sonra bir bakmışınız işe gitmek için servis bekliyorsunuz.

mesaj gönder