1. çoook uzun yıllar önce bir sure yaşamak zorunda kaldığım iç anadolu şehri.
    bugün kağıt bir kağıt toplayıcısı gariban birinin çığlığı bana yıllar önce bu şehirde başıma gelen bir olayı hatırlattı.
    devlet parasız yatılı sınavına girdim ve konya çıktı, babam gidermisin oğlum dedi, gittim.
    mevlana ortaokulu na kayıt oldum, gazi lise sinde yatılı kalıyorum. babamın gönderdiği para yetmiyor, biraz boğaza duşkunum, maalesef o yaşta sigara içiyorum, para yetmiyor tabii, etli ekmek, sigara eee iki günde para bitiyor. aklıma muteşebbislik geldi, simit satmak..
    gittim bir simit fırınına, abi ben öğrenciyim simit satmak istiyorum ama para nanay. adam dedi kimliğini bırak simit vereyim. sağolsun bir de tepsi uydurdu.
    yurtta hocadan izin aldım ve başladım simit satmaya, hatırladığım kadarıyla yüzde 30 kar ediyordum. hergun 100 simit alıyorum sabahları, bitiriyorum. sinema, etli ekmek ve maltepe.
    günler günleri kovalıyor, oğlenciyim, saat 7 de simiti alıyorum, 10 civarı bitiyor. yaşantım güzel yani.
    birgun zafer caddesinde kafada simit tepsisi yuruyorum, birden kafamdaki ağırlık kayboldu.
    lan dedim ne oluyor, bir de ne göreyim, zabıta simitleri almış kamyonete fırlatmış bile.
    şoka girdim, yalvarıyorum abi oğrenciyim, kimsem yok, yapmayın etmeyin. ama dinleyen kim. çevrede bir suru insan var, kimse zabıtalara bir şey demedi, ağladım, ağladım kimse üzülme bile demeye layık görmedi beni.
    öyle şehrin toprağını da, adamını da herşeyini de sikeyim. allah varsa eğer o gün konya da değildi.

mesaj gönder