1. neden olmasınlar ki? aksini iddia etmek için insan doğasına, insan denilen varlığın default zihinsel durumlarına vurgu yapılacaksa o halde insanlık olarak adımızı gezegenin tarihinden silip, kendimizi yok etmemiz gerekir zira doğa durumlarına ya da olması gerekenlere uygunluk konusunda hemen hemen her alanda gerideyiz; toplum kurma biçimlerimiz, sınırlarımız, savaşlarımız, gezegene ve diğer canlılara karşı işlediğimiz suçlar, dini ve ideolojik fanatizmlerimiz... bizim tür olarak absürdlüğümüz düz bir çizgide ilerlemenin bin bir çeşit varyasyonunu yaratıyor oluşumuzda yatmakta. durum bu konuda da böyle; içine fırlatıp atıldıkları toplumun, ailenin, sosyal çevrenin baskıcı yapısıyla düzenli akışını yitirmiş cinsel enerjilerinin, zihinlerinde diktatörlük ilan etmiş kişilerin, olmaz öyle şey, deyişlerine iltimas etmemek gerekir. yaklaşımlarımızdan, ilişki kuruşlarımızdan sorumluyuz. insan olmanın değeri de göreceli olarak burada çıkıyor; biz, kişi ilişkilerini belirli sınırlar, belirli bir bilinç çerçevesinde kurabiliyoruz, bu daha iyi bir dünyanın mümkün oluşuyla benzer türden bir durum. daha iyi bir dünya -toplumuyla, ekonomik düzeniyle, inanç biçimleriyle, insan-doğa bağlamında- zorbalara, diktatörlere, geleneğe saplanmışlara, kimlik bunalımında olanlara rağmen mümkündür, bu mümkünlük bunu gerçekleştirecek belirli bir bilinç, medeniyet seviyesine çıkmış kişilerin zihinlerinde fikir olmak bakımından potansiyel halde var. doğru koşullarda bu fikirler filizlenip bir orman meydan getirecekler. işte, daha insani ilişkiler, salt cinsel çıkarıma dayalı olmayan, paylaşıma, dostluğa dayanan kişi ilişkileri de mümkündür, bunu çevrenizde göremiyor oluşunuz genel geçer bir durum olduğuna işaret etmez, bataklıkta bakışınızı dibe çevirdiğinizi gösterir, oysa önünüz cennetten bir manzara gibidir. yalnızca tuttuğumuz siyasi partinin galip gelmesiyle, takımımızın şampiyon olmasıyla, savunduğumuz ideolojinin ülkenin hakim ideoloji olmasıyla bu tip sorunlar ortadan kalkmaz, bu sorunları ortadan kaldıracak insanın aklının kılavuzluğunda, kendini belirli bir bilinç seviyesine çıkarışıyla olacaktır. belki de doğa durumundan sapmamızın tek iyi yönü de budur, yaratabiliriz daha iyisini, bunu seçmek elimizde, her ne kadar kötüyü seçmiş olsak da.

mesaj gönder