1. ego, süperego, id ve vicdan kavramlarını, gözünüzde canlandırmanızı istediğim bir (bkz: imge) ile açıklamaya çalışacağım.

    bir daire çizerek, yatay ve düşey çizgi ile dörde bölelim.
    daire benliğimiz yani kendiliğimizdir. yatay çizginin üst tarafı ‘bilinç’, alt tarafı ise ‘bilinçaltı’ olsun. şimdi bu dört kavramı daireye yerleştirelim.

    sol üst bölüm (bkz: ego) , sağ üst bölüm ise (bkz: vicdan) dır her ikisi de bilinçli tercihlerimize hizmet eder.
    sol alt bölüm id, sağ alt bölüm ise (bkz: süperego) ve bilinç altımızı oluşturur.

    kendiliğin oluşma süreci doğar doğmaz başlar. yeni doğanda dairenin tümü id kontrolü altındadır. davranışlarını libido (haz) yönlendirir. kendiliğin oluşması için , bebeğin tüm ihtiyaçlarını karşılayan nesneye ihtiyaç vardır. kendilik nesnesi ( bakımı yapan kişi genellikle anne) ile bebek arasında ilk aylarda beslenme, öz bakım ihtiyaçları yanında sevgi ve güven ihtiyaçları da karşılanır. yeni doğan, oral dönemin ilk bölümünde henüz kendilik nesnesinin, kendisinden ayrı bir nesne olduğunun farkında değildir. türkçesi ‘ipimle kuşağım’ misali, ‘libidomla tatminim’… ha emdiği parmağı, ha emdiği anne memesi hepsi kendisidir. oral dönemin ikinci devresinde kendilik nesnesinden bağımsız bir birey olduğunun farkına varır. ya da bağımsızlığını ilan etmek ister diyelim. artık libidosu tatmin edilirken ‘-yok! yassak kardeşim’ diyen bir kendilik nesnesi ile karşı karşıyadır. ilk yasaklarla süperego oluşmaya başlamıştır. id, -isterem! dedikçe süperego ‘-annem kızar ki’ der.

    dairenin içinde id’in hemen yanına konuşlanan süperego, bebeklikten bireyliğe geçiş sürecinde hemen her şeyden dersini alarak gelişir ve dairede yatay çizginin altında geliştikçe id’in alanını daraltır. ayıp, zararlı, yasak sözcüklerinin arasında ‘günah’ sözcüğü de geçmeye başlamıştır. ‘- yapma annem! çok günah…’
    örnek: çocuk başka bir çocuğun elindeki oyuncağı arzu nesnesi olarak görse ve saçını da çekerek alsa, diğer çocuktan da aynı davranış kendisine yapılır ve saçı çekilerek elindeki alınırsa; canının yanması ve elindekini kaybetmek üzüntüsü süper egoda kodlanır ve empatinin tohumları atılır. yaptığı davranış, narsisistik ihtiyaçlarını da karşılayan kendilik nesnesi tarafından kabul görmezse artık vicdan oluşmaya başlamıştır. yani -amaaan çocuk işte! almışsa ne olmuş; yaptığını bilmiyor…’ demek, çocuğun sağlıklı kendilik geliştirememesine yol açar.

    vicdan, dairenin içine, bilinçli olunan cizginin üst tarafına, bilinç altında ki süper ego ile bilgi alışverişi yapmak üzere yerleşir.
    bu dinamikler kendiliğimiz oluşana kadar gelişir.

    ego ise id’ten gelen dürtülerle libidosunu tatmin ederken, bilinç altında yerleşmiş süper ego bilgi sınırları dahilinde, vicdanen kabul edeceği davranış özellikleri gösterir.

    bu dört zihni kavram kendiliğimizdir.dinamikleri freud’dan günümüze kadar bir çok kuram ile açıklanmaya çalışılmıştır.( carl gustav jung, heinz kohut, james f. masterson…… vb) psikanaliz teknikleri ve psikoterapi şekilleri bu kuramlardan beslenir.

mesaj gönder