1. işyerimde bir arkadaşım var.
    kendisinin tuhaf bir nasıl derler aurası var. bu kişiye insan bir şeyler anlatma ihtiyacı duyuyor.

    evet, sandalyesini çeken başlıyor komuşmaya... sanki arkadaş meşhur bir psikolog da millet sıraya girmiş gibi...
    ve olumlu bir şey paylaşan neredeyse yok. arada ben de konuştum, lezzetsiz bir tat bıraktı bu durum dimağımda...

    bu kişi bu durumdan fena halde şikayetçi görünmekte ve sürekli söylenmekte. ama içten içe inanılmaz memnun, inanılmaz keyifli.

    neden?
    çünkü insanların zayıflıkları, dertleri ile besleniyor bu kişi... ha diyeceksiniz ki ne ağır konuşuyorsun, gerçekler böyle ne diyebilirim ki...

    ünlülerin kameraları görünce kızması ama o kameralara muhtaç olması gibi onun hali de...

    ve hatta bilen bilir kendisi tam bir ellsworth toohey dir. bunu keşfettiğimde kızla konuşamamıştım. ve hala o lezzetsiz duygu içimde duruyor...

    bana gelince, iyi dinlerim ve dinlediklerimi kimsenin lehine veya alehine kullanmam... benden katiyen bir ellsworth olamaz...

    kitap için (bkz: hayatın kaynağı ayn rand)
    (bkz: the fountainhead)

mesaj gönder