1. ilginç bir şekilde böyle kararsızlıkları en çok erkeklerin yaşadığını görüyorum. kendini onun yerine koyup o şekilde düşündükleri için kıyamıyorlar sanki. hemen zülfiyaremi yemeden bu konudaki tecrübelerimi paylaşmaya başlıyorum.

    benim farklı zaman aralıklarında yetişkin iki erkek ve bir dişi kedim oldu. erkeklerden biri zaten kısırlaştırılmıştı, çok uysal, tosun tombalak, aklı fikri oyun uyku ve yemekte olan, sülalem rahat edasıyla gezen bir kediydi.

    kısırlaştırmadığım erkek kedim ise kızgınlık dönemine girdiği günden beri hergün daha mutsuz bir hayvan olmaya başladı. babam kıyamıyordu. hem haksızlık hem günah olduğunu düşünüyordu. zaten mevcut hastalığı yüzünden kısırlaştırmamız söz konusu değildi. ancak o hayvanın hergün gözümün içine baka baka ağlaması, kapı kolunu açıp gitmeye yeltenmesi, camdan dışarı bakıp sessiz sessiz ağlamasını izlemek çok acıydı. iki defa kaçtı, yemediği dayak kalmamış ama o rahatlığı bile en fazla bir hafta sürdü. evde bir battaniyesi vardı. onunla rahatlatırdı kendisini. bazen çiftleştim zannederdi, bazen onun bir battaniye olduğunu anlayıp daha çok sinirlenirdi. ve sonra yine ağlamaya devam ederdi.

    dişi kedim bu kadar zorlamadı bile kendini. şu bir gerçek ki dişi kediniz olunca ilk fırsatta en az üç çocukla geri geliyor kapınıza. ama onun da yaşı çok küçüktü. henüz kızgınlık dönemine girdiğini sanmıyorum. zorla olmamıştır inşallah diye avunmaktan başka çarem yok maalesef. anne olduğunu o bile anlamadı uzun süre. erkek arkadaşımla beraber doğumunda yanındaydık ve resmen biz olmasak bütün yavrular ölecekti. üçümüz seferber olup üç doğum gerçekleştirdik. kedimize annelik hissi bir bir buçuk ay sonra ancak geldi.

    evet kısırlaştırmayla beraber hayvanların ömrü ciddi oranda artıyor. aids dahil birçok hastalıktan korunuyorlar. buna rağmen sokaktaki hayvanların kısırlaşmasına kesinlikle karşıyım. doğanın düzenine bu kadar müdahale etmeye gerek yok. ancak hayatı boyunca evinizde yaşamasını planladığınız bir hayvanınız varsa, çektiği bu denli acıyı ne siz görmek istersiniz, ne de ona yaşatmayı tercih edersiniz diye düşünüyorum.

    işin günah boyutunu düşünenler varsa babamın endişelerinden ötürü baya baya gidip birkaç hoca bulup sormuştum. onlar da benimle aynı fikirdelerdi.

mesaj gönder