1. ahmet hamdi'nin şu satırları zihnimdeki ölümün tanımı olmuştur:
    "ümitsizlik, ölümün şuuru, yahut bizdeki terbiyesi... onun hayatımızdaki bir yığın kıskacı... dört tarafımızı saran mengene dişleri, ne bileyim. her hareket, cinsi ne olursa olsun, onun neticesidir. hatta şu devrimizde olduğu yerde kabuklaşmadan korku var ya... sevilen şeylerin birbiri peşinden inkarı. babam gibi olacağım korkusu. nihayet, ne yapsam bir türlü ölümden kurtulamayacağım."

    hayatla ölüm, bir zihinde aynı anda bulunabilir mi?

mesaj gönder