1. semavi dinlerin içrek yanlarını pagan gizem okullarından aldığı, hristiyanlığın vahye dayandığını iddia ettiği pek çok şeyi bu inanıştan aşırdığı, ilahi olanın eril ve dişil prensibine vurgu yapmak için tanrı ve tanrıça inanışını benimsemiş, insanlığın henüz doğayla bağlarını yitirmediği zamanlarda filizlenmiş en eski dinlerden biridir.

    paganizm, tek bir din olmaktan ziyade belirli bir inanç/yaşama biçiminin ifadesidir dersek hata etmiş olmalıyız. ibrahimi dinlerde görülen, belirli ödül-ceza sistemi, vahiy anlayışı, kutsal kitap yoktur. tabiat kitabını okumak, evrensel enerjilerle çalışmak, doğayı onurlandırmak, onun bir parçası olunduğunun bilinciyle yeryüzünde yürümek, her şeydeki ilahiliği görerek tinsel bir yaşam sürmek paganlar için yeterlidir. bu inancın modern yorumlarının bazılarında karşılaşılan tek kural şudur: "kimseye (kendine de) zarar vermediğin sürece, ne istiyorsan yapabilir ve düşünebilirsin." bu kuralın veya ahlaki öğüdün dışında yapılacaklar ve yapılmayacaklar listesi yoktur.karşılaşılan kuralların dini boyutu olmayıp kültürel bağları korumak veya toplumu düzenlemek için oluşturulduğu görülür.

    inancın, çok tanrılı boyutu kişiden kişiye, kültürden kültüre farklılık göstermiştir. kimi kişiler ve kültürler, ilahi olanın farklı niteliklerini tanrı ve tanrıçalar olarak anmışlar ama çokluğun ardındaki birliğe vurgu yapmışlardır kimileri belirli bir kutsalın önderliğindeki tanrılar panteonuna inanmıştır. bahsettiğim ikinci tapınım genellikle halkın tercih ettiği; inisiye olmuş kişilerin, düşünürlerin, toplumsal dinin ötesine geçmiş kimselerin de genellikle ilk yolu tercih ettiği sıkça görülmüştür.

    ilahi olanın nitelikleri konusu da kültürden kültüre farklılık göstermiştir. ilahi olan nedir, nerededir? bu evrene mi içkindir yoksa evrenin ötesinde midir? modern pagan kültüründe kabul edilen görüş genellikle panteist ve yer yer de panenteist bir nitelik taşır. ilahi olan her şeyle iletişimdedir. bir açıdan ilham ve vahiy doğada anlık olarak gerçekleşir. bundan pay almak için kişiler belirli ritüeller gerçekleştirse de kutsal olan/olanlar, inanan-inanmayan ayrımı yapmaz. onun/onların enerjileri tüm varlıklara kuşatıp, nüfus eder. insanın da bu ilahi iletişime katılacak nitelikte olduğu düşünülür.

    son yıllarda kimi hristiyan otoriteler ve bazı müslüman komplo teorisyenleri, bu dini yeni bir şeymiş gibi ele alıp, modern insana bu inancın dayatıldığını, böylelikle müminleri sekülerleştirip zamanla dinsiz, ahlaksız bir dünya toplumu yaratacaklarını iddia ederler. doğru, korkulacak bir inanç biçimidir bu çünkü yüzlerce yıldır oluşturulmaya çalışılan ataerkil imajı yerle bir edecektir. günah ve şeytan kavramı olmadığından, insanlara belirli bir ahlaki yasayla hareket etmeleri söylendiğinden yüzlerce yıldır birer koyun gibi tapması beklenen insanların içlerinde kasten bırakılan o boşluğun, o bastırılmış duyguların dünyayı kaosa sürükleyeceğinden endişe ederler. kısacası, suç ve suçun cezası tanrı'ya yüklenemeyecektir.

    işin dramatik yanı, semavi dinlerin genellikle pagan inancına mensup toplumlarda devrimci bir şekilde ortaya çıkmasıdır. toplumsal din yozlaşmıştır, insanların kutsal olanla bağı kalmamıştır, ta tam isa gelir, insanlık dişil prensibe olan saygısını yitirmiş, tapınımı putlara indirgemiştir, ta tam müslümanlığın temelleri atılır, bu bağlamda bu dinler bir başkaldırı hareketidir. bu ilişkinin niteliği anlaşılmak isteniyorsa gizem okullarının birbirleriyle ilişkisi, etkileşimi araştırılmalıdır. bu araştırma, mısır'dan sümer'e, antik yunan'dan, hindistan'a oradan da çin'e götürecek -arada mu, atlantis, agarta da var- enfes bir serüvene ön ayak olacaktır.

mesaj gönder