1. 2011-11-22

    babamin kamyon soforlugunden lastik tamirciligine gecis yaptigi yillarda, 90larin sonlarinda, yazlari yanina gider, elimden geldigince yardimci olmaya, kazma ile kasnaklari sokmeye, havali tabanca ile bijonlari sikmaya calisirdim beceriksizce... şereflikoçhisar- aksaray yolu arasinda, bi turkuaz petrol istasyonu yaninda, ustunde beyaz badana ustune bicimsiz siyah harflerle "lastikci - 24 saat acik" yazilan yampiri kulubelerden biri idi burasi, ve elbette sadece zor durumda kalmis kamyoncular ugrardi...

    bir gece, saat 2-3 gibi kapi calindi, uyandik babamla beraber... basimi kaldirip baktim, kapida 25-30 yaslarinda, gariban kilikli iki kamyoncu mahcup gozlerle bize bakiyorlar kirli kapi caminin arkasindan... belli ki yolda kalmak uzere iken zar zor bizim oraya kadar ulasmislar... cikip arabalarina baktim, 63 plakali iki tane ford d1210, biri mavi, biri kirmizi, yan yana park etmisler... muhtemelen 1973-75 model, belki daha eski, ve en az sahipleri kadar bitkinler...

    kirmizi olanin sol dingil lastigi gumlemis, sadece jant ve onun ustune yapisik lastik yanak parcalari kalmis... araba yuklu oldugu icin de arka sol taraf jantin ustunde yere yapismak uzere...

    vaziyet asikar oldugundan, cikma lastik soruyorlar, babam da var diyor, fiyati su kadar... biraz pazarlik etmek istiyorlar, iste su kadar paramiz var, daha ucuza olmaz mi kabilinden... ama imansiz babam nuh diyor peygamber demiyor, indirmiyor fiyati bi kurus... araya girip "yaf olur, o fiyata da olur" demek istiyorum, adamlar belli ki caresiz, ama bakiyorum babamin hic niyeti yok, fiyat bu, keyfiniz bilir gardasim, isinize gelmiyorsa ben gidip yatayim diyor adamlara...

    elemanlar goz goze geliyor, hic konusmadan biri altin bi bilezik cikariyor cebinden ikircikli bi sekilde... "valla hanimin bilezigidir, paramizi tukettik, bundan baska da bir kurusumuz yok" diyor adam dokunakli bir ses tonu ile... babam hic orali degil, alip bilezigi disine goturup gercek mi diye bakiyor... tamam diyor, olur bu... elemanlarin duyamayacagi bir sekilde "baba" diyorum, "adamlar belli ki gariban, yapalim bi guzellik bu sefer, ne olacak, yeni lastik degil, para verip almadik sonucta"...

    "kimseye aciyacak durumumuz yok oglum, bugun acirsak yarin biz ac kaliriz" diyor babam... sonra takiyoruz kiytirik cikma lastigi, ve hanimin bileziginden, belki cocugunun ekmeginden yoksun bi sekilde, uzaklasiyor urfali gariban kamyoncular sabaha karsi adana'ya dogru...

    (cok sonralari the road - john hillcoat filmini izledigimde - hani viggo mortensen'in hirsizin ustundeki her seyi alip onu dondurucu sogukta dimdizlak ortada biraktigi ve oglunun bogazinda bir dugumlenme ile bakakaldigi sahne - aynen bu olay gelmisti aklima...)

mesaj gönder