sinemanın en nevi şahsına münhasır isimlerinden biri, abd'li bağımsız film yönetmeni. bütün filmleri son derece basit hikayeler üzerine kuruludur; öyle şaşkınlık yaratacak olaylar, aksiyon, gerilim, gizem yoktur, gerçek hayat gibidir. örneğin bir filminde hapisten kaçan üç adam sığındıkları bir orman evinde oturup çay sigara içerler ve sıkılırlar. bu ilginçtir, çünkü hapiste olmak istemedikleri için kaçmışlardır ama dışarıda da yapacak bir şey bulamazlar. yaşamın aslında filmlerdeki gibi olmadığını, monoton olduğunu gerçekçi ve mizahi bir dille anlatır.

filmlerinin senaryosunu yazıp ona göre oyuncu seçmez. belli başlı oyuncu ve müzisyen dostları vardır jarmusch'un, bu isimlere uygun düşecek senaryolar, karakterler yazar. tom waits, roberto benigni gibi isimlere filmlerinde sıklıkla yer verir. ayrıca filmlerinin senaryolarında doğaçlama büyük yer tutar. yabancı bir dilin kullanıldığına, yabancı uyruklu oyuncuların filmlerinde yer aldığına da sıklıkla rast gelirsiniz.

hiçbir zaman büyük bütçeli yapımların adamı olmamıştır, çünkü mahareti görkemli cast'larda ya da hikayelerde değil, yazdığı basit bir hikayeyi anlatım biçimindedir. o basit hikayelere yetenekli parmaklarıyla sihirli dokunuşlar yapar sadece. bu nedenle karmaşık, çok boyutlu hikayelerle tatmin olan izleyiciye hitap etmez. seveni kadar sıkılanı, yavan bulanı da çoktur.

kanımca kendisini izlemeye başlamak için mystery train, dead man ya da night on earth'ten herhangi biri iyi bir seçenek olacaktır. fakat benim favorim ilk önemli işi olarak da kabul edilen, 1984 yapımı stranger than paradise filmidir elbette.