• okudum
    • okuyorum
    • okumak istiyorum
  • youreads puanı (9.29)
Yazar jack london
adem'den önce - jack london
jack london gerçek olaylardan yola çıkarak yüzlerce öykü yazmıştır. alaska maceralarını anlattığı “vahşetin çağrısı”, “altına hücum” gibi çok tanınmış kitaplarının yanı sıra, sosyalist ideoloji etkisi ile yazdığı “demir ökçe”, “uçurum insanları” gibi romanları da sevilerek okunmuştur. yayınlandığı dönemde fırtınalar koparan bu eserler gelecekte de önemlerinden hiçbir şey kaybetmeyecektir. “martin eden” kendi yaşantısını anımsatsa da “adem'den önce” bütün kitapları içinde farklı bir yere sahiptir (kitap bilgileri idefix'den alınmıştır.)
  1. az önce okuyup bitirdiğim kitap. küçükken okuduğum bir jack london kitabından sonra uzun yıllar okumamıştım. fakat bu yıl jack london'ı yeniden keşfediyorum. bazı yazarları okuyabilmek için iyi bir altyapı ve görece gelişmiş bir bilinç gerekiyor. jack london da onlardan biri. dini görüşlerle bezeli zihinlerin evrimi kabul etmemelerinden ötürü kabul etmesi zor bir kitap adem'den önce. bizi ve bizi yaratan olayları ustalıkla anlatmış jack london.

    !---- spoiler ----!

    "...sarkıkkulak çok güç durumdaydı yanımda; o andaki davranışı, yani büyük korkusuna karşın kalkıp gitmeyerek benimle kalışı, sanırım ki insanoğlunu en güçlü hayvan hâline getiren iyilik ve arkadaşlık duygularının henüz tam gelişmemiş bir örneğiydi...

    ...hiç unutamadığım bu sahne üzerinde sık sık kafa yorarım. yarı yetişkin iki hayvancık, insanoğlunun daha çocukluk yıllarında, yan yana. bunlardan biri içindeki büyük korkuyu yenerek, kendisini kurtarmak, kaçmak gibi bencil bir içgüdüyü alt ederek ötekinin hayatını kurtarmaya çabalıyor..."

    "...herhalde on ya da yirmi yıl kuşak sonra biz de sepet örmeye başlayacaktık. kesin olan bir şey varsa o da bir kez sazlardan sepet örmeyi akıl ettikten sonra atılacak adımın kumaş dokumaya başlamak olacağıydı. bundan sonra da giysiler yapılacak, gövdenin örtülmesi ile utanma ve utangaçlık duyguları doğacaktı."

    "...karın açlığına epeyce benzeyen bu açlık nedense karnım tokken beliriyordu her seferinde." (modern anlamıyla aşktan yani çiftleşmek isteğinden bahsediyor)

    "...ilkel hayvanların erkekleri dişilerine bu türlü kötü davranmaz, eşlerini öldürmezlerdi çünkü. öyleyse kızılgöz'ün bütün geriliğine rağmen bu konuda ileri olduğu söylenebilir. erkeğin eşini öldürdüğü tek hayvan türü insandır."

    "...kısacası hep birlik olup kızılgöz'ü ortadan kaldıramayışımızın asıl nedeni söz dağarcığımızın yetersiz oluşuydu."

    "...insanoğlunun imgelemi geliştikçe ölüm korkusu da artmış olabilir."

    "...kendi topraklarına sığamayacak kadar çoğaldıkları için bizim topraklar fethetmeye karar vermiş olacaklar."

    !---- spoiler ----!

    ayrıca kitabın bitiş cümlesi de birçok şeyi özetler nitelikte. "en eski düşmanım kızılgöz... canavar... atavizm..." anladığım kadarıyla en eski düşmanımız saldırgan ve ilkel dürtülerimiz demeye getiriyor jack london burada. çünkü kitapta anlatılan en ilkel "insan" türüne mensup bir yaratıktı kızılgöz.

    yazdığı karakterle modern insan arasında uçurumlar var gibi görünse de özünde benzer basit temellere oturtulmuş, "içgüdü" denilen canavara sürekli olarak yenik düşen, saldırgan ve bir o kadar da tehlikeli canlılarız. madem "ilkellik"ten, "modern"liğe evrilmeye karar verdik -ya da bu doğal bir süreç halinde gelişti- bunun gereklerini yerine getirerek bu saldırgan ve doğayı tahrip eden tutumu bırakmamız gerekiyor. ahali'den bu yana değişen tek şey kullandığımız araçlar ve onları kullanırken gelişen daha komplike bir düşünce sistemi. özünde tek amacımız vahşice hayatta kalmak.

    edit: jack london'ın ve kitabın etkisinden dolayı pınar kür'den bahsetmeyi unutarak ayıp etmiş oldum. çok başarılı bir çeviriyle kitabın üzerimde bu kadar etkileyici olmasını sağladığı için kesinlikle hakkını vermek gerekir.

    edit2: imlâ. teşekkürler @nepentes

mesaj gönder