• izledim
    • izlemek istiyorum
  • youreads puanı (8.50)
the damned united - tom hooper
brian clough ve onun ingiliz futbolunun liderlerinden leeds united takımında cehennem gibi geçen 44 günlük menejerlik serüveninin traji komik ve çatışmalarla dolu hikayesini anlatıyor. peter taylor'ın yanında olacağına pek de güvenmeyerek işi kabul eden brian, rakibi don revie'ye sadık bir soyunma odası dolusu futbolcuya, saldırganlığı ve dehasıyla 44 gün boyunca liderlik edecektir.
  1. benim için tüm zamanların en iyi futbol filmidir. futbolseverler asla ama asla kaçırmamalı. futbolla pek haşır neşir olmayanların da keyifle izleyebileceğini düşünüyorum çünkü aynı zamanda biyografik bir film. işine aşık, hırslı, takıntılı, sivri dilli ve ukala bir adamın başarılarını, başarısızlıklarını, iş ve insan ilişkilerine tanık oluyoruz.

    brian clough'u galli aktör michael sheen canlandırıyor. aksanına, mimiklerine, inandırıcılığına bayıldığım michael sheen'e bu filmde bir kez daha hayran oldum. clough'un duraksayarak konuşmasını, muzip tavırlarını, tutkusunu o kadar güzel yansıtmış ki belki clough bile kendisini bu kadar iyi oynayamazdı. clough'un yardımcısı peter'ı ise harry potter'daki kılkuyruk olarak bildiğimiz timothy spall canlandırıyor.

    !---- spoiler ----!

    film, brian clough'un kariyerindeki en büyük başarısızlığı yaşadığı dönemi, leeds united teknik direktörü olarak geçirdiği 44 günü anlatıyor. sık sık flashbacklerle leeds'ten önceki takımı derby county'deki günlerine gidiyoruz. clough, derby'i 2. ligin son sıralarından 1. ligin zirvesine taşıyor. bu başarısı, ona ülkenin en iyi takımı olan leeds'e hoca olma fırsatını sunuyor. leeds'te işler iyi gitmiyor ve trajik bir şekilde kovuluyor. kovulur kovulmaz soluğu derby'deki yardımcısı, sağ kolu, hatta bazen ona akıl hocalığı yapan peter'ın yanında alıyor. birlikte küçük bir taşra takımı çalıştırıp, büyük başarılar elde etmeyi hayal ediyorlar. nothingam forrest efsanesi de bu şekilde ortaya çıkıyor. ancak filmde nothingam forrest günlerini izleyemiyoruz. sadece filmin sonunda kısa görüntüler ve yazılarla değiniliyor bu şaşaalı günlere.

    leeds'ten kovulduğunda yüklü bir tazminat istemesi üzerine kulüp yöneticileri ve clough arasında şöyle bir diyalog yaşanıyor:

    "-who do you bloody think you are?
    -brian clough. brian howard clough..."

    bloody demişken ingilizler'in bloody seviciliğine değinmeden geçemeyeceğim. filmde bloody kelimesi o kadar çok geçiyor ki alkol kullanmamama rağmen canım bloody mary çekti.^:swh^

    ayrıca filmin son sahnelerinde brian'ın, peter'ın önünde diz çöküp özür dilemesi, onun da kollarını açarak brian'ın gelmesini beklemesi ve nihayetinde sarılmalarından hemen sonra fonda david bowie'den queen bitch çalması beni mest etti.
    !---- spoiler ----!

mesaj gönder