1. zaman kaybı değildir fakat ortada bir tuhaflık olduğu da muhakkak. türk-islam sentezi ya da neo-liberal tüketim toplumu sınırlarına uymayan her genç bireyin kendini sola atması hakikaten incelenmesi gereken bir mefhum.

    burada soldan kasıt tam olarak nedir onu bilmek gerekiyor cevap vermek için. sanırım kastedilen ortodoks marksizm.

    tespit bu şekildeyse biraz yavan kalıyor. yine de haklılık payı var. 2016 yılında halen kutsal olduğu iddia edilen kitaplarmış gibi birbirlerini 19. yüzyıl sonlarında 20. yüzyıl başlarında yazılan metinlerle suçlayan gruplar görmek beni şaşırtıyor.

    sanki hiç gramsci, hiç althusser, hiç deleuze, hiç chomsky, hiç foucault (bu böyle gider) geçmemiş dünya üstünden gibi.

    bunun birincil sebebi sanırım ifade özgürlüğünün halen daha radikal bir şekilde kısıtlandığı bir ülkede, fikirlerini ifade etmek için dahi (bu korkunç bir durum) örgütlenmek zorunda olması bireylerin. yani oldukça bireysel ve basit bir insan hakkı tek başına kullanıldığında bireyin başına dert açıyor, bu durumda birey riski diğerleriyle paylaşmak zorunda kalıyor.

    ikincil sebebinse okumaya pek teşne olmamamız olduğunu düşünüyorum. zira bugün sola atfedilen pek çok hakkın özgün halleri liberalizmde bulunuyor ve bu gözardı ediliyor. örneğin sivil itaatsizlik ve henry david thoreau'yu birbirinden insan nasıl ayırabilir? ki thoreau kadar liberal adam zor bulunur.

    üçüncü sebep ise türkiye'de liberal sayısının (abartmadığımı düşünüyorum) beşi geçmemesi. bu işler biraz toplum içinde kök salma meselesi, liberal diye hükümet finosu abidik gubidik tipler ekmek yiyince de böyle bir kültürden bahsedilemiyor tabi ki.
    pinot

mesaj gönder