1994 yılında isviçreli zoolog claus wedekind’in yaptıği ‘terli t-shirt deneyi’ olarak bilinen araştırmada öğrenciler 49 kadın ve 44 erkek olmak üzere ikiye ayrılıyor. erkeklerden iki gün boyunca pamuklu beyaz bir tişört giymeleri isteniyor. bu süre zarfında da doğal kokularına etki edebilecek alkol, parfüm ya da kolonya gibi şeylerden uzak duruyorlar. iki günün sonunda bu tişörtler üzerinde küçük delikler olan kapalı kutulara yerleştiriliyor. kadınlardan ise hangi kokuyu daha çekici bulduklarına göre sıralandırmaları isteniyor.

deneyin sonucu ilginç... kadınlar kendinden olabildiğince farklı “büyük doku uyumu kompleksi” geni (mhc) olan erkeklerin kokularını beğeniyor. yani kendine en zıt gene sahip bireylerin kokusunu seçiyor. adeta zıt kutupların birbirini çekmesi gibi. aslında doğanın bir kanunu olarak, her kadın kendinden değişik genlerle ve değişik bağışıklık sistemleriyle birleşmek istiyor. bu sayede kadınların içgüdüsel olarak çocuğuna daha fazla genetik avantaj ve sağlıklı bir yaşam sağlamak istediği ortaya çıkarılıyor.

yani uzun lafın kısası bilincimiz dışında gerçekleşen, genlerimize bağlı bir koku algımız var biz de bunu "bu sevgili ne kadar da güzel kokuyor yeaa" seviyesine indirmişiz :)