1. ahlaki çöküş nedenlerinden bahsetmek yerine bizim ahlakımızı nelerin oluşturduğuna bakmak lazım. ahlakımız, amiyane tabirle hemşehricilik üzerine ; dolayısıyla, yardımcı olun toprağıma, tanırım iyi çocuktur, müspet bir arkadaşımızdır gibi kayırmacılık üzerine inşa edilmiştir. meritokrasi, topraklarımızda, fularlı insanların ağzında gevelediği demir leblebiden başka bir şey değildir. kendimizi yalnız hissetmemek için yamandığımız gruptan biri, bir yanlış yaptığı zaman bunu elbirliği ile örter, hiç yaşanmamız gibi davranırız. aksi halde, diğer grupların, içinde bulunduğumuz grup içindeki herkesin bu yanlış içinde olduğunu düşeneceğini varsayarız. halbuki, böyle bir beklentinin tek nedeni, aynı hatada, bizlerin karşı grubun tüm bileşenlerinin homojen olduğuna inanıp herkesi yekten suçlamamızdan geçer. kısaca, bize göre, bizden biri, ceza ehliyetine sahip olmayan masum bir bebektir.

    bunun yanında ise ahlaki yozlaşmayı cehalet ile bağdaştırmak, üst perdeden konuşmaktır. aşık veysel'i hangi ahlaksızlıkla suçlayacağız o zaman?^:"ama o istisna" diye bir şey yok. ^ mesele, "tahsilat cehaleti alır eşeklik baki kalır" atasözü kadar açıktır. nice profersörün, din görevlisinin çocuk pornocusu, tacizci olduğu çıktı. bu durumu ben köy öreneğine benzetiyorum. her köyün bir iki tane delisi olur. şimdi de global köyümüzde, nüfusa oranla aynı sayıda deli var. ama maalesef bunlar akıllı deliler ve en tehlikelileri. bunlar, vücudumuzun hergün ürettiği kanser hücreleri. bağışıklık sistemiz olan, toplumsal adalet anlayışımız ise yukarıdaki sebepten ötürü pek iyi çalışmıyor. buna bir de, işlenen suçlara verilen caydırıcı olmayan cezalar veya hiç verilmeyen cezalar eklenince, sapıtmaya meyilli olanlara içeri girmek için kapıyı aralıyor. sanıyorum otorite, doktor tarr rolüne soyunmuş ve bu delilerin tedavisi için yatıştırıcı sistemini^:the system of soothing^ seçmiş durumda^:the system of doctor tarr and professor fether - edgar allan poe^. halbuki bunlara, güllabici odunu lazım.

mesaj gönder