-
nasıl olsa hiç bir zaman buraya girip bu yazılanları görmeyeceksin. aslında okumanı gerçekten istemediğimden bile emin değilim.
biraz önce biten sohbetimde bahsettiğim özel insanlardan birisin gerçekten. keşke ben de senin düşündüğün gibi olup, o özel insanlardan olabilseydim. içinde yaşamın getirdiği bir çok zorlamaya karşı ayakta kalabilmen için sana bahşedilen benlik duygusunu barındırsan da yine de çok iyi niyetlisin, ayakta kalabilmek için aykırılıklara sarılsan da kendinle birlikte başkalarını düşünmeden edemiyorsun. bazen seni tamamen korumasız bıraktığını bile bile hiç yalan söylemiyorsun. ama ben bunu yapamıyorum. sana bazen söylediğim pembe yalanları sana açıklasam, ilk başta bana kızsan da, bir süre sonra içinde bulunduğum durumu değerlendirip beni haklı çıkarmaya gayret göstereceğini, kısa bir süre sonra da beni affedeceğini biliyorum.
keşke dünyada senin gibi insanlar çoğunlukta olsaydı. işte o zaman gerçekten yaşanır bir yer haline gelirdi belkide. -
bir elim sağ cebimde
bir elim sol cebimde
bu hüznü siz de bilirsiniz
anlat deseniz anlatamam
enine boyuna yaşarım ancak
bu koku bilmediğim bir koku
bu gece kayık gecelerden birine benzer
dört yanım karanlıkta
büyük rüzgarlarda savrulacağız
öylece dur kollarımda öylece
karanlıkta telaşla seni hatırlıyorum -
erkeğini tiksindirecek kadar ağzını şapırdatıyor. -
insanların cahilliği gün yüzüne çıkınca niye bu kadar hırçın oluyorlar acaba, halbuse bir teşekkür yeterdi. -
okuma. ben okudum da ne oldu?
arayip sorunca ilgi cekmeye calisiyor yazdin ya arkamdan bir takim kufurler esliginde, iste ondan sustum. ama sen arkamdan konusmayi birakmamissin, susunca da ilgi gostermiyor oldum. okumuyorum mu sandin? yoksa goreyim diye mi yazdin? bencil seni. her sey seninle ilgili saniyorsun degil mi? hic dusunmedin degil mi niye yazdim sana diye. ilgini cekmekten baska nasil bir amacim olabilirdi sana gore.
gorursem seni bunlari suratina da soyleyecegim ondan okuma da tepkini gorebileyim. cok sinirlenince tutamadim ondan yaziyorum. -
gereksiz vurguların canımı yakıyor be abi. dumanı göstermeyişim "kahvelerin" hatrına. -
odamın içi bir hüzünle doluydu uzundur
ve bir kıvılcım çaktı az önce
bir şarkı
hüznün içinde boğuluyorum ve zihnimde
eşsiz güzellikler eşliğinde
eşsiz güzel olduğumuz anılar geldi.
mesela olympos’a doğru yol alırken sen,
başını göğsümü yaslamış antalya’nın
güzel kıyı şeridini seyrediyordun
ve mesela akdeniz’de elele tutuşup
suda yürümüştük
bir bungalow evde uyumuştuk,
orada ki hopalı kadını hatırlıyor musun?
hayatımda hiç o kadar huzurlu ve mutlu
olmayacağım sanırım.
ve kadıköy’de 14 şubatta rakı devirip
eve geçtiğimiz zamanı hatırlıyor musun?
kafam fenaydı, taksiyice çok para vermiştim
sonra seninle sohbet etmiştik
komikti ve güzeldi
--- ablalarda takılmalırımız peki?
marlayla eğlenceli olmayan ama tatlı anılarımız
parasızlıktan bir yere kıpırdıyamıyorduk
hapsolmuştuk antalya denen yerde,
mutluyduk yine de işte
sen kollarımın arasındayken aç kalmıyor,
huzursuz hissetmiyor ve güvende olduğumu
düşünüyordum
tokat peki? her insanın yolu tokattan geçiyor
senin de yolun geçti bu topraklardan
avm içinde her yer aklıma getiriyor seni
avm içinde aklıma gelmen de çok komik misal
hiç romantik değil,
okulda oturduğumuz banklar,
bursa kebap evi? sana kattığım en güzel şey,
bizim evi saymıyorum
bir şeyler yazarsam döner gelirsin belki ve
bu seni çok üzer
yarın sınavlarımız bitiyor
ben hala senin geleceğini düşünüyorum
aptallık bu ya,
bunu yaparken hiç karamsar olmuyorum
çatışma bölgesinde olan bir
asker gibi elim tetikte bekliyorum
garip bu örnek ama olsun
ve geçenlerde senin saçlarının üstüne
yeni yaptırdığım dövmeyi inceledim
hala daha kahküllerin var orada,
perspektif bebeğim perspektif. -
demek sen de benden hoşlanıyordun ama kafalarımız uymuyordu. sen beni değiştirmek istedin, bense sevdiği için radikal değişimler yapan biri olmak istemedim. neler olurdu bilmiyorum ama sen beni ben olarak kabul etseydin ben senin bu ilkel fikirlerine bile göz yumabilirdim. denerdik en azından. ikimize de tecrübe olurdu. forever alone'uz şimdi. beğendin mi yaptığını? -
en sevdiğin 'piraye'yi öldürdün. 'nazım'ına hoşgeldin!! -
seni kendimden çok sevdim, severek vaz geçtim.
kendi hatalarını kapatmak adına beni yaktın yıktın ya be adam
artık ne kimseyi sevip güvenebiliyorum ne de kendimi...
sen sadece bizi değil beni ben yapan herşeyi yok ettin.