1. belediyeden nikah gününü almak üzere anlaştığımız günde telefon açılmaz, gönderilen mesajlara cevap yazılmaz. acaba birşey mi oldu ne yaptım diye kendinizi yersiniz. sonra whatsapptan mesajların okunduğunu fark edersiniz ama cevap gelmez. 12 saat içinde 30 küsür yalvavırcasına mesajlar atılır, aranır ama dönüş olmaz. en çıldırtıcı olan ise hepsinin farkında olduğunu bilmenizdir. 12 saat sonunda artık bitti diye düşürsün bari böyle bitmeseydi niçin böyle olduk yazarsın. cevap saçmalamayı kes, bekle konuşucaz olur. bir kaç saat sonrasında konuşabilirsiniz, son derece itici ve kaba bir tavırla karşılaşırsınız üstüne olmadık bir olayla suçlanırsınız. gün boyu yaşadığınız cehennemin üstüne aptalca bir suçlama ile karşılaşmak, "yeter artık bitti!" dersiniz.

    sonra olanlar; ayrılmak istemedi, özür diledi, bu saaten sonra bana bunu yapma dedi, en son annesi oğlum tüm suç bende evlilik olmasa da olur bizi bi dinle diye mesaj atar bir hafta boyunca arar.

    sonuç, evimiz için aldığınız eşyaların aylarca borucunu ödedim, yüzük falan kallavi bana girdi.

    hikayenin ana fikri (bkz: türk anneleri ilişkilerde toksik etki gösterir) .