-
- okudum
- okuyorum
- okumak istiyorum
-
youreads puanı (2.80)
ibni abbâs (radıyallâhu anhümâ)dan rivâyet edilen bir hadîs-i şerîfte rasûlüllâh (sallâllâhu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “receb, allâh-u te’âlâ’nın ayıdır. şa’ban benim ayımdır. ramazan ise ümmetimin ayıdır.”
sa’îd ibni cübeyr’in babasından (radıyallâhu anhümâ) rivayet edilen bir hadîs-i şerîfte rasûlüllâh (sallâllâhu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:
“şüphesiz ki receb, allâh-u te’âlâ’nın, kendisinde sevapları katladığı, tevbe edenlerden günahları sildiği, duaların kendisinde kabul edildiği ve sıkıntıların kendisinde açıldığı büyük bir aydır.”
bu mübarek ayda melekler, allâh-u te’âlâ’nın, tesbîh, tahmîd, ve takdîsiyle, seslerini çokça meşgul ettiklerinden bu mübârek ay receb ismini almıştır. bu ayda allâh-u te’âlâ, kullarına hiçbir gözün görmediği, hiçbir beşerin kalbine dahi gelemeyecek fazîletler vermektedir ki oruçlarının ve ibadetlerinin fazîletleriyle ilgili olarak, bu eserde zikrettiklerimiz, buna delil olma bakımından yeterlidir.
-
receb-i şerîfin fazîletine dair birçok hadîs-i şerîf ve rivayet mevcuttur. yüce sahâbî enes ibni mâlik (radıyallâhu anh)dan rivayet edilen bir hadîs-i şerîfte rasûlüllâh (sallâllâhu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:
“aylardan allâh-u te’âlâ’nın seçtiği, receb ayıdır. o, allâh-u te’âlâ’nın ayıdır. receb ayına tâzim eden kişi, gerçekten allâh-u te’âlâ’nın emrini büyük tutmuş our. allâh-u te’âlâ’nın emrine değer vereni de o, nâ’îm cennetlerine girdirir ve kendisi hakkında en büyük rızasını kesinleştirir.”
enes ibni mâlik (radıyallâhu anh)dan rivayete göre; bir kere rasûlüllâh (sallâllâhu aleyhi ve sellem)e recebin allâh-u te’âlâ’nın ayı olmasının manası sorulduğunda, o şöyle cevap buyurdu:
“çünkü o ay, özellikle allâh-u te’âlâ’nın mağfiretinin tecellîsine mahsustur. kendisinde kanlar korunur.
allâh-u te’âlâ peygamberlerinin tevbesini o ayda kabul buyurmuştur. yine o ayda dostlarını düşmanlarından kurtarmıştır.
o ayı oruçlu geçiren allâh-u te’âlâ’dan üç şeyi hak eder. bunlar da; geçmiş bütün günahlarının bağışlanması, kalan ömründe günahlardan korunması ve allâh-u te’âlâ’nın huzuruna çıkılacak en büyük arz gününde, susuz kalmaktan emin olmasıdır.”
(bkz: üç aylar)