1. yerli yerinde kullanılmış bir sürü sövgüye ihtiyacımız var.
    şöyle şeyler geçiyor kafamdan. hiç durmadan çözmek için uğraşıyorum. bir şeyin zorlamasıyla değil, insan var oluşunun geldiği nokta burası. sorgulamak ve düşünmek.

    "ıs this the real life?
    ıs this just fantasy?
    caught in a landslide
    no escape from reality"

    "insanın elinde sadece kendisi var, elleri ayakları değil. anlaması neden bu kadar zor bilemiyorum. kafanın içinde ne varsa bir tek ona sahipsin. hiç dışarı çıkmasan da ona sahipsin, bir hapishanede olsan da onu senden alamazlar. onu sen de kaybedemezsin. onunla var değilsin, sen direkt o'sun.

    "-would you believe in a love at first sight?
    -yes i'm certain that it happens all the time.
    -what do you see when you turn off the light?
    -i can't tell you but know it's mine."

    olayları ve kendi dışındakileri çok önemsiyor.
    bırakın gitsinler.
    zaten sahip olmadığınız şeylerin gitmesine üzülmeyin.
    o küçük evrenindeki tek değerli şeysiniz.

    hayatın yegane amacı bu işte. insanın kendini bulması.

    ne ilahi ne dünyevi var saydığın hiç kimseden bir şey bekleme, alamayacaksın. bunu sadece sen kendin yapabilirsin. bunun senin için başkası yapamaz. o yüzden o sana saygı duyuyorsa eğer bunu sana bırakacaktır zaten."

mesaj gönder