1. yıllar öncesinde bir bütün kenti yerle bir eden deprem tarihi.

    her yıl anmanın anlamı nedir? ölenleri hatırlamak mı? yoksa o günlerden bu günlere ne kadar değişiklik olduğunu göstermek mi? bir değişiklik var mı ki? o zaman anmanın da pek anlamı yok kanımca. kınamak gibi bir şey bu da. hiçbir şey yapma; kılını kıpırdatma, olanları kadere, kısmete bağla; sonra yıl dönümünde hayatını kaybedenleri anma günleri düzenle. harika! nasıl olsa milletin umurunda değil. millet ölmeyi bayılma sanıyor herhalde. yazık bize!

    hala depremden korkan bir halkımız var. sanırsın ki yer sallanınca insan ölüyor. anlatamadık yıllarca insanı öldüren yerin sallanması değildir. sallanırken yıkılanlar insanı öldürür. derneklere üye olduk, vakıflarda gönüllü çalıştık. bir avuç insanı bilinçlendirmekten öteye geçemedik. ulaştığımız insanlar da olanları kadere kısmete bağladılar. iyi dedik, naapalım. ölelim bari!

    deprem insanı öldürmez. insanı insan öldürür. her geçen yıl iyileşmesi gereken şartlar daha da kötüleşiyor. yılda bir kez bile olsa deprem riski taşıyan bölgelerdeki yapılaşmanın depreme dayanıklı olup olmadığını kontrol edelim. bu anma vesileleri ile depremin korkulacak bir afet olmadığını; insana insandan başkasının zarar vermeyeceğini anlatabilirsek ne mutlu!

    hala deprem riski olan bölgelerde depreme dayanıksız yapılaşma mevcuttur ve olası bir afetin felakete dönüşmesi beklenmektedir. iş işten geçtikten sonra; "bu kadar doluya zaten hiçbir altyapı dayanmaz." sözlerini sarfedenler ^:ankara balgat alt geçidi baskını^ yarın herhangi bir yıkımdan sonra da benzer bir müşkülpesentlikle yaklaşacaklardır konuya. böyle yıldönümleri ağlayıp sızlamak günleri olmasın. dünden ne farkımız var? ne kadar güçlendik? işte bunlar sorgulansın. belki o zaman hayatlarını talihsizce kaybedenlerin kemikleri sızlamayacaktır.

    bir daha olmasın!