1. anlattıkça acının sıradanlaşıp hafiflediğini hissedeceksiniz. giderek o canınızı yakan şeyi kabullenip benimseyeceksiniz, sıradanlaştıracaksınız.
    anlatacak kimse yoksa içip içip uyumak gerek.
    tabi acıyı kabullenip sıradanlaştırmak kökten çözüme götürürken, içip içip uyumak sadece o geceyi kurtarmak olacağından mümkünse ilk yolu deneyin.
  2. galiba acini kabullenmekten geçiyor bu yol. iyice bütünleşmek lazım. sar sarmala acini, kaçmaya çalışma bence.
  3. zaman her şeye iyi geliyor beklemek gerek. beklerken ağlayın gülün başınızı alın gidin. o süre içinde yapacağınız şeylerin çok önemi yok. ama ağlayın bolca ağlayın.
  4. dunyanin sonunu bekleyin.
  5. acının üstüne giderim. daha çok acıtana kadar sürdürürüm gerekirse iliklerime kadar acıyı hissederim çünkü bir yerden sonra etkilemez oluyor ve hayat kaldığı yerden devam ediyor.
    uyumak, susmak, içine atmak acıyı uzatıyor bitirmiyor ama üstüne gitmek daha çok acıması pahasına da olsa işe yarıyor. kesin çözüm.
  6. katlanilamayan aci yoktur, katlamanayacak kadar zayif insan vardir.
  7. -haci bacagim agriyor

    -hangisi

    -sol

    -sag olani bicakla.

    -ne alaka lan !

    -oburunun acisini unutursun
  8. durup, "geçecek" derim kendi kendime. fiziksel acı ya da kalp acısı fark etmez, sonsuza kadar sürecek değil ya? misal, regl sancısından gözüm karardığı an kendime hatırlatırım: "en fazla birkaç saate geçecek, ben de uyuyacağım bir güzel." kalbim acıyorsa da aynısını söylerim: "öyle ya da böyle geçecek, hayat böyle devam etmez çünkü." bunu düşünmek acıyı hafifletmiyor belki, ama hislerine daha soğukkanlı bakabilmeni sağlıyor, acının üstüne panik eklemene engel oluyor, en güzeli de kendine acımaktan vazgeçiyorsun. öyle ya, eninde sonunda bitecek!