1. "justice is lost ,
    justice is raped,
    justice is gone."
  2. bülent ecevit'in meşhur bir sözü vardır: "eşitlik her zaman adil değildir." der.

    anayasa mahkemesi başkanı ise "adalet herkese her konuda eşit davranılmasını gerektirmez." demiş. birbirinin tekrarı gibi duran iki kalıp ama bir nüans var.

    adalet mülkün temeli ise (burada mülk devlet anlamı taşıyor.)
    mülk eşit olmak zorunda ama adil mi tartışılır.
  3. aristo'nun dağıtıcı adalet anlayışı:" insanlar eşit olmadıklarına göre, adalet herkese aynı şeyin verilmesi demek değildir." der.

    iki çocuğunuz var diyelim. ikisi de aç. birisi 2 yaşında diğeri 12. bu durumda eşitlik ilkesi gereği bir ekmeği iki eşit parçaya bölüp vermeniz gerekir. yarım ekmek 2 yaşındaki çocuğa fazla, 12 yaşındakine de az gelecektir. bu durumda dağıtıcı adalet devreye girer ve büyük olana daha fazla pay verir. böylece eşitlik bozulur ama adalet gerçekleşmiş olur.

    sonra birisi çıkar ve "adalet herkese her konuda eşit davranılmasını gerektirmez. tersine, farklı durumdakilere eşit muamele bazen adaletsizliğe yol açabilir" der. ama onun ismi zühtü'dür. o adaletten ne anlar ki? pis, cahil(?) zühtü...
  4. adalet eşitlik demek değildir öncelikle. her insana, insan oluşundan ötürü eşit davranılması insan hakları konusu literatüründe geçerlidir ancak adalet konusunda sekteye uğrayabilir. birçok örnekle açıklanabilir bir durum. bu konuda da aym başkanı doğru söylemiş. ama ne amaçla söylediği tartışılır tabii.

    anayasada hukuk devleti olma kurallarında "adalette eşitlik" de vardır. burada kastedilen eşitlik hiçbir zümre, hiçbir mercii bulunduğu konum itibariyle bir ayrıcalık sağlayamaz; herkes eşittir. ancak diğer yandan kendini savunabilme özgürlüğü olmayan ya da daha net tabirle reşit olmamış kişiler, akıl sağlığı yerinde olmayan kişiler vs. pozitif ayrımcılığa sahiptir. fakat ne cinsiyet, ne meslek, ne konum ne mensubu olduğu din, parti bir eşitlik kıstası olamaz.

    5 lirası olan bir vatandaş ile 1000 lirası olan vatandaşa aynı vergi uygulandığında bu eşitliktir ama adil değildir.
  5. yoktur.
    şöyle ki, adalet olmadığından adalete ihtiyaç duyuldu ve adalet kavramı var edildi. edildi edilmesine ancak kaynağını adalet olmadığı için adalete ihtiyaç duyulan bir yerden aldığından haliyle adalet içinde adaletsizliği barındıran bir kavram. (ulan amma saçmaladım yahu (: )

    iyimser olmak gerekirse, adalete ihtiyaç duyan yer, deneye deneye, yüzde yüz olmasa da adalet kavramının var olduğu bir yere dönecektir. adaletsizliği mürekkebi fazla akan bir kalemin arka sayfalara bıraktığı izler olarak düşünürsek, sayfaları çevire çevire, kirlenmemiş bir sayfaya ulaşma imkanı olduğunu daha iyi bir şekilde kafamızda canlandırabiliriz. umarım kirlenmemiş bir sayfa ve ona ulaşacak gücümüz vardır.
  6. toplumsal kurallara göre ödeşmek.

    bir gün buna rehabilitasyonu katabilecek miyiz diye çok merak ediyorum. fakat kendine her şeyi hak görecek şekilde yetiştirilmiş insanlardan rehabilite olmalarını beklemek şimdilik bir hayal gibi.