• okudum
    • okuyorum
    • okumak istiyorum
  • youreads puanı (7.88)
damızlık kızın öyküsü - margaret atwood
bir kadın bir sabah kalksa, işe gitmeden önce her zaman sigara aldığı dükkana uğrasa ve kendisine kredi kartının geçerli olmadığı söylense, ardından işten atılsa ve bunların sadece kadın olduğu için başına geldiğini öğrense neler hisseder?
evet, olan olmuştur. bunca mücadele boşa gitmiştir. kadın gene erkeğin bakımına muhtaç, ona hizmetle yükümlü bir yarı köledir. hükümranlığı eviçi ile sınırlandırılmıştır. üstelik artık ortada fazla çocuk da yoktur. hava kirliliği, kimyasal atıklar, nükleer sızıntılar kısırlığa yol açmakta, doğan az sayıdaki çocuk ise sakat olduğundan imha edilmektedir. bu durumda kadın koloniler'e gönderilmek, hizmetçilik ya da fahişelik yapmak dışında dördüncü bir seçenekle karşı karşıyadır: komutanlar'a sağlıklı yavrular üretmek. (kitap yurdundan alınmıştır)


  1. bu kitabı sevenler için, distopya okumaları için sevmek kelimesi yakışıksız olacaksa ürpermek diyelim, katharine burdekin'in swastika geceleri kitabını bu kitabın öncüsü olarak gördüğümden, kesinlikle tavsiye ederim. biri hikayesini tüm korkusu ve ezilmişliği ile yok sayılan kadının ağzından anlatırken diğeri de yine indirgenmiş, damızlık edilmiş kadınların artık olmayan seslerinin eksikliğinde, o günleri hatırlamaya çalışan erkeklerin dilinden benzer bir hikayeyi anlatır.

    tam da bu nedenle sormamız gereken güncel soru belki de şudur: en ürpertici, en kan dondurucu distopyaların totaliter rejimleri güçlerini neden kadını susturabildikleri ölçüde daim kılmaktadır? günümüzden örneklere yer vermeden, gerçeğe yaslanmadan tartışınız, neme lazım...
    mesut