• okudum
    • okuyorum
    • okumak istiyorum
  • youreads puanı (9.00)
dionysos dithyrambosları - friedrich wilhelm nietzsche
geleneksel din, ahlak ve felsefe anlayışlarını kendine özgü yoğun ve çarpıcı bir dille eleştiren en etkili çağdaş felsefecilerdendir. bonn üniversitesi'nde teoloji okumaya başlayan nietzsche daha sonra filolojiye yöneldi. leipzig üniversitesi'nde öğrenimini sürdürdü, henüz öğrenci iken basel üniversitesi filoloji profesörlüğüne aday gösterildi. 1869'da sınav ve tez koşulu aranmadan, yalnızca yazılarına dayanarak doktor unvanı verilen nietzsche profesörlüğü sırasında klasik filoloji çalışmalarından uzaklaştı ve felsefeyle uğraşmaya başladı. tragedyanın doğuşu, zamana aykırı bakışlar, insanca pek insanca, tan kızıllığı, şen bilim, böyle söyledi zerdüşt, iyinin ve kötünün ötesinde, ahlakın soykütüğü, ecce homo, wagner olayı, dionysos dithyrambosları, putların alacakaranlığı, antichrist, nietzsche wagner'e karşı başlıca büyük eserleri arasında yer almaktadır.


  1. birçok etkileyici şiirin bulunduğu kitap. bunlardan biri ise bu gece beni darmadağın etti. ''iki hiçlik arasında bükülmüş bir soru işareti..''

    yirtici kuşlar arasinda..

    burada aşağıları isteyeni
    nasıl da çabucak
    yutuyor derinlikler..
    ama sen , zerdüşt ,
    seversin uçurumu gene de,
    çama mı benziyorsun..-

    o kayaların bile
    derinliklere titreyerek baktığı yerlerde
    salar köklerini – ,
    her şeyin çepeçevre
    aşağıyı istediği
    uçurumlarda dikelir
    vahşi heyelanların , çağlayan çayların
    sabırsızlığı ortasında
    sabırla sebatlı , sert , sessiz ,
    yalnız..

    yalnız..
    kim göze alabilirdi ki
    burada konuk olmayı , sana konuk olmayı..
    bir yırtıcı kuş belki,
    çılgın kahkahalarla,
    yırtıcı kuş kahkahalarıyla,
    durgun sabırlının
    başına hınzırca
    tebelleş olmayı seven..

    niye böylesine durgun..
    -diye alay eder haince
    kanatları olmalı kişinin , uçurumu seviyorsa..
    asılıp kalmamalı
    senin gibi , ey asılmış..

    ah zerdüşt
    zalim nemrut..
    daha düne dek avcısıydı tanrının bile ,
    tuzağıydın her türlü erdemin
    okuydun fenanın..
    şimdi
    kendi kendinden kaçmış
    kendi kendine av olmuş
    kendi kendine saplanmış..

    şimdi
    tek başına kendinle
    iki başına kendini bilmenle
    yüzlerce aynayla çevrili
    kendine sahte
    yüzlerce anıyla çevrili
    belirsiz,
    yaralardan bezgin
    üşümekten soğuk
    kendi iplerine dolaşmış
    kendini bilen
    kendini asan..

    ne sarıp sarmalıyorsun kendi kendini
    bilgeliğin sicimleriyle..
    ne ayartıyorsun kendi kendini
    kocanmış yılanın cennetine
    ne kaçırıyorsun kendi kendinden
    kendi kendine – kendi kendine..

    bir hasatsın şimdi
    yılan zehiriyle zehirlenmiş
    bir mahkumsun şimdi
    en zorlu kaderi çekmiş
    kendi çukurunda
    iki büklüm taş kıra kıra
    kendi kendine gömülü
    kendi kendini gömmüş
    onmaz
    katı ,
    bir ceset -,
    yüzlerce ağırlıkla yüklü ,
    kendi kendisiyle yüklenmiş
    bir bilen
    bir kendini bilen
    bilge zerdüşt..

    en ağır yükü aramıştın
    işte kendini buldun -,
    şimdi de atamıyorsun kendini sırtından..

    saklı
    gizli
    artık dik durmayan biri..
    kendini mezarınla karıştırıyorsun artık ,
    karışmış kafa..

    oysa daha düne dek nasıl da kibirli
    kibrinin tahta bacakları üstünde
    daha düne dek nasıl da tek başına tanrısız
    iki başına birilik
    her burnubüyüklüğün parlak prensi..

    şimdi-
    iki hiçlik arasında
    bükülmüş
    bir soru işareti
    yorgun bir bilmece –
    yırtıcı kuşlara göre bir bilmece..

    ‘çözecekler’ seni , bekle bak ,
    can atıyorlar senin ‘çözümüne’ ,
    çevrende uçuşmaya başladılar bile , sen ey bilmece ,
    çevrende , sen ey asılmış..
    ah zerdüşt..
    kendini bilen..
    kendini asan..