1. bazı yerlerde epikurosçuluk olarak da geçer. epikür'e göre hayatın anlamı, hepimizin aradığı şeyin haz olduğunu kabul etmektir. peki bu hazza/anlık mutluluklara nasıl ulaşılacaktır? bunun yolu hedefleri basit tutmaktan geçer. mesela büyük bir ev alabilmek için on yıl boyunca çalışmak epikür'e göre zaman kaybıdır. bunun yerine kişi hedeflerini daha küçük tutmalıdır, sade bir yaşam tarzını benimsemelidir, böylece daha mutlu olur. ayrıca geçmişte kalmış anlık mutluluklar hatırlandığı zaman da kişiyi mutlu eder, böylece insanlar acı çektiği anlarda bu eski hatıraları hatırlayarak kendilerini teselli edebilirler. epikür'ün kendisi de bunu uygulamıştır; ölüm döşeğinde epey rahatsız bir haldeyken bir arkadaşına yazdığı mektupta eski sohbetlerinden aldığı keyfi hatırlayarak acısını nasıl dindirdiğini anlatmıştır.
    ayrıca epikür'ün ölüm anlayışı da epey rahatlatıcıdır. kişi doğmadan, hatta rahme düşmeden önce yaşanan binlerce yıl vardı. nasıl kişinin var olmadan önceki yıllar için endişe duyması saçmaysa, yok olduktan sonraki zaman için endişe duyması da saçmadır (epikür'ün ahiret inancı yoktur bu arada). ayrıca ölüm anında kişi artık yaşamayacağı için yine kişinin ölümden korkması mantıksızdır. bunu şöyle özetlemiştir kendisi; "ben varsam ölüm yok; ölüm varsa ben yokum"
  2. abi
  3. demokritos'tan etkilenen epikorus ya da epikür materyalizmi savunan antik çağ filozofudur.
    ona göre insan, tabiatı itibarıyla acıdan, kederden kaçıp mutluluk ve haz peşinde koşar. bu yüzden bireyin temel amacı da mutluluğa ulaşmaktır. fakat bu mutluluk ve haz manevi olmaktan ziyade maddi özellikler taşır. aynı zamanda insan dinsel kaygı ve sınırlamalardan da uzak durmalıdır. ünlu bir sözü olan: 'ben varsam ölüm yok ölüm varsa ben yokum' bana göre ölümü yok olma biçimi olarak algılayanlar için avuntu sayılabilecek cümledir. eğer siz de benim gibi bu söze katılmadıysanız senaca nın sözünü hemen paylaşayım :"insanlar ölüler diyarında olmak kadar eşit ölçüde hiçbir yerde olmamaktan da korkarlar."