1. akp gelene kadar cumhuriyet için en tehlikeli oluşumdu. akp ile beraber güzelce ülkeyi batırdıktan sonra akp bunların bir gün kendilerini de ortadan kaldıracağını bildiğinden ülkenin tüm kurumlarına sirayet eden bu oluşumu bitirmek için varını yoğunu ortaya koyuyor. bitirebilir mi tabii ki biteremez, ancak etkisi artık azaldı. akp tüm kaynaklara kireç dokmeye devam edecektir.
    sorunun bir ayağıda şu; akp duracak mı. kesinlikle durmayacak, hatta daha da ileri gidecek. cemaatin sarstığı cumhuriyeti yıkmanın tüm yollarını deneyecektir. tabii izin verilirse.
  2. devletin ve ordunun her kademesine sirayet etmis kanserli hucre. kiyisindan kosesinden bir sekilde sohbetlerine, cilgin pilav partilerine rastlamamak neredeyse mumkun degil. boylesine tehlikeli bir grup; bir baska hukumetle tasfiye edilmeye kalkisilsa; ne dinsizlikleri ne kitapsizliklari kalirdi.
    bu baglamda, inlerine girilmesinde bir beis gormedigim, dini hassasiyeti yuksek bir cesit para kulubu.
  3. siyasal islam'in ulkede tutunmasini engelleyebilecek en onemli guc olan tsk'ya yapilan darbenin mimarı örgüt. ha bu darbeden en buyuk faydayi kim gordu? tabi ki akp. konuya yuzeysel yaklasirsak bu durumda bu cemaat akp'nin maşası durumunda gorunuyor ve kullanilip bir kenara atilmis oluyor.
  4. yıllarca bütün kurumlara sızan, yüzlerce askerin ve onların ailelerin hayatını alt üst eden bugünse yaptıklarının karşılığını misliyle alan şerefsizler çetesi.
  5. zamanında dershanelerinden burs kazanmıştım da babam şöyle demişti, üstüne para da verseler seni göndermem, hiçbir çocuğumu göndermem onların eline.

    bu yüzden hiçbir ilişkim olmadı, ne olduklarını çok çok önceden görmüştük.
  6. sahte delillerle insanları yıllarca mahkum eden, onlara kendilerini savunma hakkı dahi tanımayan insanlıktan çıkmış mahlukların organizasyonu.
    hoppa
  7. mesele din değil, tehlikenin farkında mısınız? dedikçe yerin dibine sokulmamıza sebep olan örgüt.

    sadece fetö değil, yüzlerce benzeri var elbet. mesele laikliğe aykırı olması değil, geçtim o kısmı çok uzun yıllar önce. mesele, merkezi otoritenin hükümlerini bu yapıların hiçe sayması. belli bir kademeye atama yapılacaksa bunu devlet kriterlerine göre değil, kendi kriterlerine göre yapmaları. atatürk dahi bu kurumların kapatılmasını sadece laikliğe zarar değil, otorite zaafiyetine sebep olabileceği ihtimaline bağlamıştır. ama bu yapılar yıllar boyu din kisvesi altında dokunulmazlıklarını sürdürerek palazlandı ve gerçek niyetlerinin ne olduğu 2014'te görüldü: iktidardaki hangi siyasi parti olursa olsun, seçilmiş ve meşruiyet kazanmış hükümet ve meclis kararlarını bypass edip adeta paralel hükümet ve paralel meclis oluşturmak.
  8. din sömürücülerdir. iki hikaye anlatıyor bağıra çağıra sonra herkes zırlıyor. insan bi sorgular burda şair ne demek istemiş.
    jedi7
  9. dini ticaret aracı olarak kullananların en başarılılarından olan bu grup, başına gelenleri haketmiştir. dinle devleti, ticareti vesaireyi ayıramayıp laikliğe leke düşürenlerin de sonu budur ve olmalıdır. tarih hep tekerrür etmekte fakat insanlar hiç akıllanmıyor
  10. Peki, neden aldandık?
    Çünkü bu hareket göründüğü gibi değildi. Bu yönüyle aslında Sünni de değildi, batıni idi. Doğrusu bunu önceden de hissetmiyor değildik, ama biz de bağlıları gibi bunda bir hikmet arama gafletine düştüğümüz için meseleyi çözemedik.

    Sonra fark ettik ki, bu hareketin batıni Şia'ya benzeyen çok yönleri var.

    Öncelikle imamlık anlayışında Şia gibi düşünüyorlardı. İmamın doğrudan Allah'tan ve Resulüllah'tan teyit aldığı için asla yanılmış olamayacağına inanılıyordu. İkinci olarak Şia'dan daha ileri bir takıyye yaşıyorlardı. Hiç kimseye oldukları gibi görünmüyorlardı. Aldatma da bir yalan ise bu yolla herkesi aldatıyorlardı. Ve üçüncü bir benzerlikleri; bu hareketin tarihinde de müslümanlardan başkasına sataşma hiç olmadı. Tıpkı Şia gibi, onlar da tarihlerinde sadece müslümanlarla savaştılar.

    Ne yazık ki, içte ve dışta her güçlü kâfire temenna durdular, ama her İslamî harekete engel olup savaş açtılar. Milli görüş hareketi, Güneydoğudaki İslamî yapılanma, güçlenen tarikatlar, örnek olarak Topbaş cemaati… Hem de hiç suçları yokken, Türkiye'deki her İslami faaliyete destek çıkan tek cemaat olmalarına rağmen.

    Bankaları hortumlayanlara şefaat ettiler. Müslümanların hep önünü kesenleri söz sultanı ilan ettiler. İslami kıpırdanışların canına okuyan Çevik Bir'e bile methiyeler düzdüler. Buna karşılık sadece Cumhuriyet tarihinin değil, bize göre Osmanlı'nın son üç yüz yılı dâhil en dindar ve en başarılı yöneticisine ilanı harp eylediler. Hırsızlık edebiyatları yaptılar. Düz bir mantıkla buradan bile ona karşı olmalarının, onun sağlam bir müslüman ve rakip olacak bir lider olması dışında düşmanlık edilmesini gerektiren bir yönünün bulunmadığını anlamak mümkün.

    Şimdi ülkenin belini doğrulttuğu, varlığını yeniden ispat ettiği bir zamanda başkalarından aldıkları gazla ülkemizin başına büyük bir bela getirdiler. Yüzlerce insanımız öldü. Düşman devletler ağızlarını iştahla şapırdatmaya başladılar. Türkiye'yi önce bir iç savaşa sokup sonra da bölmenin hesaplarını yapanlar sevinçle avuçlarını ovuşturuyorlar. Ama bir kısmının hala, bunu biz yapmadık, hani deliliniz diyerek geçiştirmeye çalışması yok mu, işte bu insanı kahrediyor.

    Allah bu milleti böyle belalardan korusun. ^:faruk beşer, yeni şafak, 24.07.2016^

    yazının tam metni