• youreads puanı (9.48)


  1. pink floyd bu parçası ile zirveye ulaşmış division bell ile en iyi parçasıdır bence

    zaten pink floyd şarkı sözleri çok anlamlı the wall dinlemenizi tavsiye ederim
  2. pink floyd'un en hisli şarkılarından.
  3. david gilmour ın sonda ki slide solosu insanı ayrı boyutlara götürür cidden umut kokan bir
    müziğide vardır ama sonda ki solosu cidden ayrı bir ustalık dinleyicisini kendinden geçirir
  4. her dinlenildiğinde kişiyi farklı bir şekilde etkileyen kişide anlatılamaz duygular oluşturan pink floyd grubunun şarkısı.
  5. division bell adlı, grup dağılmasının ardından waters ile yollarını ayıran diğer üç üyenin 1994'te çıkardığı albümdeki belki en değerli, pink floyd şarkısıdır. ummagumma, atom heart mother gibi birkaç eski albümden melodiler içermekte ve aslen grubun geçmişine; yükselişine ve düşüşüne kısa bir sembolik geziye çıkarmaktadır. fat old sun adlı şarkının girişindeki ziller sonrası gilmour'ın kadife sesi, ikinci kısımda yükselen gerginlikler ve grup içi çatışmayı yansıtan fırça baget darbeleri ve en sonunda da gerçekten ruha ilmek ilmek işleyen solosuyla, tarihe adını altın harflerle yazdırmış bir progressive rock parçasıdır.
  6. uzun ve boş bir günün akşamında loop'a alıp sözlerini çevirme çabasına giriştiğim, kanımca 20. yüzyılın en mükemmel sanat eserlerinden biri olan pink floyd harikası. bu çabamın meyvesini de aşağıya iliştireyim.

    gençken yaşadığımız o yerin ufkunun ötesinde
    mucizeler ve mıknatıslar dünyasında
    düşüncelerimiz durmaksızın, sınır bilmeksizin ve başıboş dolanıyordu
    ayrılık çanları çalmaya başlamıştı

    o uzun yol boyunca ve bataklık yolunun altında
    buluşuyorlar mı hala o yol ayrımında?

    eski püskü bir grup vardı ayak izlerimizi takip eden
    zaman düşlerimizi çalmadan önce kaçan
    ardında bizi yeryüzüne bağlamaya çalışan sayısız küçük yaratığı bırakarak
    yavaş bir çürümeden ibaret bir yaşam için

    çimler daha yeşildi
    ışık daha parlaktı
    dostlarca kuşatılmış
    mucize gecelerinde

    arkamızda parlayan köprülerin közlerine bakıyoruz
    öbür tarafın ne denli yeşil olduğuna dair bir görüntü yakalamak için
    ileri gidiyoruz ama uykumuzda geri dönüyoruz
    bir akıntının gücüne kapılarak
    yüksek irtifada açılmış bir bayrakla
    o hayali dünyanın baş döndüren yüksekliğine ulaşıyoruz

    ebedi hırs ve tutkuyla dolmuştuk
    hala tatmin edilememiş bir açlık vardı
    bitap düşmüş bakışlarımız hala ufukta geziniyordu
    oysa ki çok kez yürümüştük bu yolda

    çimler daha yeşildi
    ışık daha parlaktı
    tatlar daha güzeldi
    mucize geceleri
    dostlarca kuşatılmış
    şafağın sisi parlıyor
    su akıyor
    sonsuz bir nehirde

    sonsuza dek