1. bir fikri, ikilemi, soruyu beraberinde getiren oyunları elbette daha değerli bulsam da zaman zaman ihtiras rüzgarlarının estiği, entrika yüklü hikayeler izlemek de keyif vermiyor dersem yalan olur. ihanet de böyle oyunlardan. buna rağmen sanki bir yere varacakmışcasına uzadıkça uzayan süresiyle bir noktadan sonra can sıkmaya başlasa da 1930'lar ankara'sında geçen hikaye izlemeye değer.

    bol müzikli, müzeyyen senar'lı da bir oyun. müzeyyen senar rolündeki oyuncuyu yeterli bulmasam da, oyuna müzeyyen senar şarkıları serpiştirmek hoş bir fikir.

    dekor dönemin ruhunu yansıtıyor ama bu konu için özel bir çaba harcanmadığı da belli oluyor. kostümler, özellikle gece elbiseleri, dönemle çok çok alakasız. 2000'lerin başında, 90'ların sonunda giyilen modelleri görmek hayal kırıklığı yarattı biraz. bir de ışıklarla ilgili ciddi bir sorun vardı, yerli yersiz ışıklar sanki voltaj düşüyor yükseliyor gibi açılıp kapatılıyor, olur olmaz yerlere ışıklar saçılıyordu. anlam veremedim.

    özellikle türk filmi, brezilya dizisi tadında bir şeyler izlemek isteyenler için fena bir oyun değil.