1. işin içine "meme" (olumsuzlama eki) girince cümle de allak bullak oluyor haliyle.

    bakın şimdi size bir şey söyleyeceğim; insanlar var ya, verdiğin değeri haketmiyorlar. ya, dumanla haberleşmeyi icat ettim geçen hafta, ilk öğrettiğim adam karşı tepeden ana avrat düz gitti. tekerleği icat etmiştim bir kaç zaman önce, onda da bizi dingil yerine kullandılar.
    (m.ö. bilmem kaç.)

    yani diyeceğim o ki, günaydın. insanlığın bu teyy ebesinin örekesinden beri süregelen sorununu yeni farkediyormuş gibi davranmak herkesin boynunun borcu olsa gerek. (*:ben de yapmıştım)
  2. ben bunu bi menkul kıymetler borsası'na sorup geleyim.

    hı diyorlar ki; o kazığı hepimiz yedik de o işler öyle olmuyor.

    insanlar kötü dersin anlarım. güvenmiyorum dersin anlarım. ama değer vermek başka bir şey. sadece "iyi" insanlara mı değer vermeliyiz? (hayır belki ben tam da o "iyi" olmadığını düşündüğünüz özellikleri yüzünden değer veriyorum o insana). ölçülebilecek ya da paye gibi takılabilecek, gerektiğinde geri alınabilcek bir şey degil lan bu.