1. 'orasini burasini açarak rant elde etmeye çalisan kadınlarla' birlikte başta omuz, gögüs, karın, sırt olmak üzere gelistirdigi vücudunun her noktasının fotografini çekip paylaşarak rant elde etmeye çalişan erkekler ve görgüsüzler ile dolup taşan sosyal medya mecrası.

    illa cinsiyet üzerinden tanım yapılacaksa böyle yazilmasinin daha dogru oldugunu düsünüyorum.

    instagram'da bu tarz fotograflar görmek istemiyorsaniz takibi birakin.

    sahsen ben sadece rujlu dudagini, dekoltesini, aynadaki kasli vucudunu, tayyip fotografi paylasanlari, gece gunduz ceyiz, bohca, yeni evinin koltugunun fotografini paylasanlari, agız dolusu kahkaha atarak cektikleri selfilerin altina alakasiz acıklı şiir yazip paylaşanlari elimden geldigince takipten cikarmaya çalisiyorum. cunku bu fotograflar hosuma gitmiyor.

    bunlarin yani sira takip edilesi cok guzel hesaplar da var. hakkini yememek lazim. bu nedenle instagram kullanmayi cok seviyorum.

    herkese bol bulutlu, güneşli, karlı, denizli, yeşillikli, arkadaşli, aileli fotograflar cekmeyi cekilmeyi diliyorum. fotoğraf çok güzel bir şey cünkü.

    edit: imla
  2. insanı yozlaştıran ve psikolojisini bozan bir uygulamaya evrildi. aslında çoğu sosyal medya platformu buna evrildi, özellikle de anlık hikâye ve canlı video paylaşma özellikleriyle...

    eskiden arkadaşlarla toplanırdı, bir yemek yenirdi, sohbetler edilirdi. mesela bakıyorum babamın eski fotoğraflarına. belki on beş arkadaşıyla meyhaneye gitmişler, yemiş, içmiş, eğlenmişler. o güne ait tek kare fotoğraf var. o da masada çekilmiş, herkesin oturduğu yerden objektife bakarak gülümsediği, son derece şık giyimli olduğu tek kare bir fotoğraf. ve ben babama o akşamı sorduğumda sadece o fotoğrafa bakarak o gece ile alâkalı belki onlarca an, konuşma, şakalaşmayı bana sanki dünmüş gibi anlatıyor.

    peki, şimdi...

    hani iktisat kaidesidir "bir şeyin miktarı arttıkça değeri azalır." işte fotoğraf ve videoda da durum aynen bu!

    bir mekâna gidiliyor. hemen telefonlar çıkıyor masanın üzerine. herkes canlı videoda! çekilen fotoğrafların haddi hesabı yok. ortamda kimse kimsenin yüzünde doğrudan bakmıyor, doyurucu, keyif verici bir sohbet yok. herkes anı yaşayıp keyif almaktansa fotoğraf, canlı video çekiyor. yani anı paylaşmak, anı yaşamaktan daha önemli hale geldi. bakın bu berbat bir şey! herkes "bakın ben sosyalim", "bakın ben hayatı doya doya yaşıyorum" u ispat etme derdinde! sonuçta aslında o gece orada bulunmanın da bir anlamı kalmıyor instagram'a yüklenecek medyalar dışında! oralara gidemeyenler de (eğer bu yazdıklarımın farkında değillerse) bu tuzağa düşüyorlar. "insanlar ne kadar sosyal, ne güzel eğleniyorlar, hiçbirinin sorunu, problemi yok. keşke ben de böyle olsam" diye iç geçiriyor, üzülüyor, psikolojisi berbat oluyor! daha da vahimi bu defa hayıflanan bu kişi hayatının merkezine "instagram'da canlı video, fotoğraf paylaşabilmeyi" koyuyor. bu döngü böyle gidiyor, insanlar sırf paylaşım yapabilmek uğruna gezdikleri yerlerin, bulundukları ortamların keyfini çıkaramıyor.

    (bu yazdıklarımı her şeye uyarlayabilirsiniz. tüketimin pazarlandığı her ortama uygulayabilirsiniz.)
  3. kullanmayı sevdiğim ve doğru kullanıldığında epey keyifli olan sosyal mecra.
    fotoğrafla uğraşmayı sevdiğim için genelde çektiğim fotoğrafları paylaşıyorum ve eş dost dışında fotoğraf sanatçıları ve paylaşımlarını beğendiğim resim, sinema, seyahat vs. içerikli sayfaları takip ediyorum.

    ama sağda solda "kendini gösterme merakı olan beyinsiz insanların kullandığı uygulama", "yediğini içtiğini herkese gösterme amaçlı kullanılan gereksiz uygulama" gibi sırf uygulamayı kullandığı için kullanan her insanı aşağılayan gereksiz nefret dolu gerzekçe genellemelere de sinir oluyorum. karşınıza neler çıkacağı sizin uygulamayı kullanışınıza bağlı. şahsen karşıma bilimum vücut uzvunu sergileme veya yediğini içtiğini gösterme amacı güden insanlar nadir çıkıyor. keşfetinize sizin takip ettiğiniz hesaplara, beğendiğiniz paylaşımlara göre fotoğraflar düşüyor. keşfet'ten çok güzel hesaplar, güzel insanlar bulduğum çok oldu.
    yani siz bikinili kız/kaslı erkek fotoğraflarında fink atıp atıp "hepinizden iğreniyorum!!" diye gezerseniz, karşınıza da hep öyle fotoğraflar çıkar.

    yine bir diğer genel eleştirin aksine insanların anılarını paylaşması (abartılmadığı ve sosyal medya bağımlılığına dönüşmediği sürece) anıları değersizleştirmiyor ya da insanlığa dair bir kötüye gidişatı göstermiyor bence. küçükken hatırlıyorum eve gelen misafirlerle kocaman kocaman albümlere bakıp o anıların tekrar yaşandığını. elbette aynı değil ama instagramın da bir nevi bunun teknolijiyle beraber dijital ortama taşınmış hali olduğunu düşünebiliriz. sevdiğim insanların eğlendiği/gezdiği anları görmek beni rahatsız etmiyor en azından.

    "mutluluk yalnızca paylaşıldığında gerçektir."(*:into the wild) diyerek bitiriyorum.(*:swh)
  4. türkiye'nin herhangi bir konumundan internet'e bağlanan birisi hiçbir alkollü instagram hesabına erişemiyor. bkz: johnniewalker, heineken, jacki vs. bunu da bugün twitterdan öğrendim
  5. "başkaları görmezse yaşayamam" mantığıyla hareket eden insanların buluştuğu mecra.
    bulut
  6. kullanıcılarının %90'ının ciddi şekilde narsist olduğunu düşündüğüm uygulama.
  7. tabletler için resmi uygulaması olmaması nedeniyle, eğer nat geo gibi her gün 48 adet fotoğraf paylaşan hesapları takip ediyorsanız, telefon uygulamasında akışınız bir çöplüğe dönebiliyor ve az fotoğraf paylaşan hesapların paylaşımlarını kaçırabiliyorsunuz.

    bir de sayesinde şunu öğrendik: fitness = tayt giyip göt sergilemek
  8. çocukken etrafımdaki insanlardan çok duyduğum, sürekli söylenen bir söz vardı. "yediğin içtiğin senin olsun, gezip gördüklerini anlat". o zamanlar hiç anlamazdım, neden böyle söylüyorlar diye sorduğumda anlatırlardı "oğlum olan var olmayan var, ayıptır yediğin içtiğinle övünmek" diye. kaybettiğimiz en büyük değerlerden birinin müsebbibi olan aplikasyondur kendisi...

    artık gaziantep'e giden biri zeugma'dan, dülük'ten, rumkale'den, fırat'tan bahsetmiyor. onun yerine bilmemkim restoranındaki sofrasının fotoğrafını çekip paylaşıyor, yetmiyor facebook'ta yazıyor, o da yetmiyor geldiklerinde sadece yediklerini anlatıyorlar. hele ki son yıllarda herkes gurme, bilmemnerde fatma teyze'nin yeri varmış muhteşem gözleme yapıyormuş. gezmekten anladığımız yemek yemek. eşimize dostumuza zaten saygımız kalmamış, canı çeker mi, durumu var mı yok mu, hadi hepsini geçtim senin ne yediğini umursuyor mu falan, önemsiz detaylar bunlar.

    mevzuyu daha da genelleştirecek olursak zaten bu sistemde çoğu kişinin yemek yemek dışında bir zevki kalmamış. bir dolu eşim dostum var tatil günlerinde, boş vakitlerinde eşini veya sevgilisini koluna takıp istanbul'un yemek yerlerini keşfe çıkan, her hafta sonu farklı bir yerde kahvaltı eden, sürekli yemek peşinde olup bir türlü aradığı, özlediği doğal doyuma ulaşamayan. hepimiz yaşıyoruz bu sendromu, bu çağın hastalığı, vebası bu. hiçbirimiz hiçbir şeyden eskisi kadar keyif alamıyoruz. habire yiyoruz...
  9. fotoğraf çekmeyi sevenler için güzel bir uygulama.

    -öyle kimse görmezse yaşayamam mantığıyla hareket edenleri,
    -kahvaltısını/yemeklerini paylaşanları,
    -sürekli kendi yüzünü/poposunu paylaşanları,
    -her bir anını/hareketini/yaptığını/okuduğunu çekip yükleyenleri
    -sürekli çocuğunu/kedisini paylaşanları
    -dudak büzerek poz verenleri
    takip etmezseniz çok keyif alacağınız bir mecra. zira fotoğraf çekmeyi seven ve güzel fotoğraf çeken insanları takip ederseniz değişik yerleri güzel açılarla, gördüğünüz yerleri değişik bakış açılarıyla görmenizi sağlıyor. sizin çektiğiniz ve güzel olduğunu düşündüğünüz ancak amatör olduğunuz için bir sergi ya da yarışmada olmayacak fotoğrafları da çevrenizle paylaşmanızı ve böylece sadece bilgisayarınızda kalmamasını sağlar.

    tabi ki çok güzel 100 fotoğrafı olan birinin 500 takipçisi varken 10 popo ve dudak fotoğrafı paylaşan birinin 50000 takipçisi olması üzer insanı ancak bunun bir sözlükte "vay amk" yazıp 100 beğeni alınan bir yazıyla, uzun bir araştırma ve emek verilen 10 beğeni alan bir yorumdan bir farkı yok.
    kısacası;
    (bkz: doğru kullanılırsa iyi bir şey aslında)
  10. kızın instagramına giriyorsun; kaldırım, yol, güneş, bulut. bunlari görmek istesek camdan bakarız. meme koyun meme.