1. beşiktaş'ta midyeci ahmet'in yanında yenmesi gerekir, muazzam güzelliktedir.

    edit: imla.
  2. evvela kokusu ile cezbetmesi gereken yiyecek.yüz metre öteden seni kendine çekmeli. istanbul usulü gibi uyduruk kokoreçler yemeyin,yedirmeyin.o lan öyle domates,biber vs.?içine sadece kimyon ve pul biber yakışır bu arkadaşın.
    goril
  3. işinize geldiğinde hissedebilir olduğunu kabul ettiğiniz ama bedenine yemek gözüyle bakacak kadar da iki yüzlü olduğunuz hayvanın içinden bok geçen bağırsağı. "yemek" diye sunuluyor, içine ne yakışır nasılı makbuldür tartışmaları falan oluyor. hayvanlara saygınız yok onu anladık da kendinize de mi saygınız yok?
    *bok geçmiyormuş tamam sadece ceset parçası olsun. şimdi inanılmaz temiz ve zulümsüz geldi.
  4. bilip bilmeden konuşulmaması gereken lezzetli yemek. gerçekte kokoreç kalın bağırsaktan değil ince bağırsaktan yapılır. ince bağırsak midede sindirilen besinlerin emiliminin gerçekleştiği bölge olup bokla alakası yoktur.
  5. işkembe çorbası ve bunu bayıla bayıla yemekle birlikte enterasan şekilde içimi burkan yiyeceklerdir. her ikisi de vakti zamanında açlıktan kırılan bir milletin hayatta kalma çabası içinde keşfettiği şeylermiş gibi düşünüyorum. yoksa hali vakti yerinde, karnı tok bir toplumun, sırf ete gark olduk hadi sofrada fantezi arayalım diye işkembe temizlemeyi düşündüğünü sanmıyorum. (işkembe ve bağırsak toplama, temizleme işini bir kez bile olsa gören kişilerin ne demek istediğini daha iyi anlayacağını umuyorum)
    vega
  6. ayransız yiyince insan kendinden geçiyor. ayransız yemeyin.
  7. 483'ün kokoreççi dükkanında gördüğü 'sen kokoreç değilsin, herkesi mutlu edemezsin.' lafı 'menşur' kezbanımız şeyma subaşı hamfendiye aitti diye biliyorum. nereden bildiğimi sormayın. kafamda o kadar çok gereksiz bilgi var ki.
    yalnız şeyba keziban hamfendi şöyle 'deyordu': 'sen pizza değilsin, herkesi mutlu edemezsin.'
    hero