1. homo sapiens tarafından evcilleştirilen ilk hayvan, tarım devriminden önce evcirilmiştir. tahmini 5000 bin yıl öncesine kadar gidebilir.

    hem avlanmak hem de savaşmak ve ayrıca vahşi hayvanlardan korunmak için bir alarm gibi görev üstleniyordu. insanlar tarafından diğer hayvanlara nazaran daha fazla beslenmesi sonucunda hayatta kalma şansları epey bi fazla idi. insanlar ve köpekler arasındaki bu derin yakınlığin etkilerinden birisi de tıpkı insanlar gibi törenle gömülmeleri olmuştur.

    kuzey israil'de bulunmuş olan iki bin yıllık mezar taşında kadının köpek ile beraber gömülmüş olması ve kadının sol elinin köpeğin üstünde olması bu yakınlığı doğrular cinsten

    kaynak
  2. ileride bunların dalmaçyalı olanlarından bir yavru yanına bir adet scottish kedi istiyorum kesinlikle
  3. avusturya'da yapılan bir araştırma köpeklerin, sahiplerinin endişelerini ve olumsuz başka hislerini yansıttıklarını gösterdi.
    araştırmacılar ayrıca mutlu ve sakin davranışlarda bulunan köpeklerin bu hislerini sahiplerine de geçirebildikleri sonucuna vardı

    araştırma kapsamında 100'den fazla köpek ve sahipleri, kalp atışı ve tehlike durumunda gösterdikleri tepkinin ölçüldüğü bazı testlerden geçti.
    köpeklerden ve sahiplerinden, kortizol (böbrek üstü bezinin kabuk bölgesinde üretilen, vücudun strese gösterdiği tepkiyle ilişkili bir hormon) seviyelerine bakarak stres ölçümü yapmak için tükürük örneği alındı.

    köpek sahiplerinin kişilikleri 5 ana özellik arasından (nevrotiklik, dışa dönüklük, deneyime açık olmak, uyumluluk ve dikkatlilik) tespit edildi. daha sonra köpeklerin karakterleri de ölçüldü.
    viyena üniversitesi'nden dr iris schoberl, köpeklerin de sahiplerinin de birbirlerinin stresle başa çıkma şekillerini etkilediğini söylüyor.
    dr schoberl, "çıkarımlarımız bir çoğumuzun hayat tecrübesiyle uyumlu. köpekler ve sahipleri ayrılmaz ikili. birbirlerinin stresle başa çıkma şekillerini etkiliyorlar" dedi.
    araştırmaya göre köpekler sahiplerinden daha çok etkileniyor ve sahiplerinin duyguları karşısında oldukça hassaslar.
    köpekler ve insanlar 30 bin yıldır birlikte yaşıyorlar. son bilimsel bulgular ise köpeklerin, insanların duygularını algılayıp davranışlarını buna göre değiştirebildiklerini gösteriyor.

    kaynak: bbc-bilim
  4. Beslemesi, bakımı, her şeyi çok ama çok zor olan hayvan.
    Mesela Şu an kapının önünde, bahçede, sarmaşıkların arasında yaşayan 13 kedim var. Arada bir karnını doyurmak için uğrayanları saymıyorum bile. Evde de bir kedi ve bir de yavru köpek besliyorum. Ve o 14 kedi, bir tane yavru köpeğin yorduğu kadar yoramıyor beni. Hatta bi 14 taneye daha bakarım bu köpeğin yerine.

    Ahan da o köpek



    Aslında köpeği isteyerek almadım. Annem sokakta çocukların elinde bulmuş köpeği. Kuyruğunu çekiştirip canını yakıyorlarmış. Çocuklara kızmış, çocuklara kızınca anneleriyle tartışmış. Kadın "sen ne karışıyorsun bırak oynasın çocuklar" demiş. "Senin bebeğinin kolunu bacağını çekiştirsem olur mu? Bu da bebek. Çocuklarına laf söylenmesine bile dayanamıyorsun..." falan diyip köpeği ellerinden ve almış eve getirmiş annem de.

    Kardeşim köpeği hemen sahiplendi. Tuvalet eğitimi, bakımı falan her şeyi boşverip köpeği odasına kaçırdı. Koynunda uyuttu. Köpek de bolca yatağına sıçtı. Kardeşimin pes etmesi 2 gün sürdü. Anlattığına göre iki gündür uyuyamıyormuş ve köpeğin bokundan öyle çok tiksinmiş ki yemek yiyememiş, kilo vermiş. Kaç kilo verdin diyorum, 1 diyor. :Ddd Kardeşim aradan çekildiği için Köpeğin sorumluğu artık annem ve benimdi.

    "Köpek az beslenmiş, bademcikleri şiş, bit ve piresi var, çok fazla paraziti var" bunları köpeği eve aldıktan 2 gün sonra veterinere gittiğimizde öğrendim. İğneleri yapıldı, ilaçları alındı, bi de bizim için bit spreyi aldım. Bit kaptık mı bilmiyordum ama zaten psikolojik olarak deli gibi kaşındım. Evdeki herkesin kafasını ilaçladım. Yani kardeşimle aynı gün annem de köpeğin bakımından elini çekti. Köpek bana kaldı.

    Vuhuu asıl macera da bundan sonra başladı. İğneler kusturacakmış veteriner zaten bilgisini vermişti. Kusmasını kaldırabilirdim de dönüp yemeye çalışması beni biraz yıprattı. Aldığı parazit ilaçları da işe yaradı ve artık köpeğimiz bize bokunda 5 santimlik solucanlar bırakıyordu. Sonra onları da yemeye çalıştı. Annem çığlık çığlık, kardeşim odasını terk edip arkadaşında kalmaya gitti.

    Tabi bu kadar bitli, parazitli, solucanlı bir köpeği evin içinde barındırmak olmazdı. O yüzden banyoya yerleştirdim. Ağladıkça yanına gittim, banyoya da alıştırdım. Yani o alıştı, her gittiğimde uyuyor ama ben alışamadım. Acaba ne yapıyor diye defalarca uyanıyorum. Her gün bahçede koşturuyorum bunu enerjisi bitsin diye de benim bacaklarım yorgunluktan tutmuyor, onun enerjisi hala bitmedi. Bi de mamasını hazırlarken kendimi eminönü'nde beleş baklava dağıtır gibi hissediyorum. Sütün kokusunu aldı mı her şeyi deviriyor. Sütü içtiği kabı da deviriyor. Küçük çaplı izdiham yaşıyoruz. :)))

    Neyse bugün sahiplenecek birini bulduk. hem güvenebileceğimiz, köpeğe evde bakacak hem de sürekli takip edebileceğimiz biri. Ama köpek böyle hasta olmasa da bence bakımı çoook çook zor bir hayvan. O yüzden kendine güvenen ve köpeği çok isteyen insanların işi. Ayrıca sanki çocuğun olacakmış gibi önceden de hazırlıklı olmak, ne yapacağını bilmek gerekiyor. Bunları halıdaki bokla bakışırken anladım. Çünkü iki günlük hevesle alıp sonrasında sokağa atmak olmuyor. Kediler belki çöpe girerek yolunu buluyor, karnını doyuruyor ama köpeklerde o da yok. Onlarınki tam sefalet. Zaten Bunca kulak kesme, çene bantlama hastasının olduğu sokaklara hayvan mı bırakılır? Belediye bile köpekleri toplayıp açlıktan ölecekleri ormanlara bırakıyor.

    Tanım: çok sevimli, hemen insanlarla bağ kurabilen ama bir o kadar da bakımı zor olan hayvan.
  5. sahiplenmeden önce sadece 1 haftalık deneme süreci yaşamanız gereken bir hayvan.

    hiçbirşeyini aksatmadan bakabildiyseniz alın. ama en ufak birşeyi dahi eksik kaldıysa hayvana yazıktır almayın. daha ilk haftadan eksigi kaldıysa 2. hafta o hayvan bokun içinde yaşayacak emin olun.
  6. ilk köpeğim olduğunda üç yaşındaydım, minik bi kutuda getirmişlerdi eve. bana ismini sen koy demişlerdi, kurt köpeğine "boncuk" ismini koymuştum. sonra başka bi şehre ve bahçesi olmayan bir eve taşınacağımız için tanıdığımız birine bırakmak zorunda kalmıştık. ondan sonra sahiplendiğim ya da gördüğüm tüm köpeklerin adı boncuk oldu benim için. mesela şu an pitbull kırması bi köpeğimiz var, onun adı da boncuk.

    aileme teşekkür edeceğim tek bir konu seçsem bu olurdu sanırım. hayvan sevgisini çok küçük yaşta öğrendim. eğer bir gün çocuğum olursa mutlaka bi köpekle büyüsün, ilk dostu o olsun isterim.
  7. etimolojik olarak, köpek sözcüğünün kökeni, köp- fiilinden gelmektedir. ''şişmek kabarmak'' anlamına gelen sözcük, -ek, ekini alarak fiilden isim yapar. köpek, köpük ve göbek bu isimden bazılarıdır.
    eski türk mitolojisinde kutsal olan, tüylü ve çok kıllı kutlu olan köpeğin ismi ''barak''tır.
    bugün ''burak''isimli tanıdıklarınızın hepsi, bu köpeğin adını taşır.


    her neyse, olaya kur-an noktasından bakarsak, kuranda köpeğin yaradılışı şöyle ifade edilmekte,
    şeytan, henüz can üflenmemiş adem bedenine tükürür, bu tükürme ile birlikte allah kızar ve cebraile derki çabuk kaldır şunun tükürüğünü. cebrailde ademin bedendeki şeytan tükürüğünü kaldırır.
    o tükürük köpeğe dönüşür.
    ---köpek, şeytan tükürüğünden meydana geldiği için, salyalı bir hayvandır. saldırgan ve ısırgandır. bu onun şeytani özellikleridir.
    ---ancak, ademin etinden yaradıldığı içinde insana yakın ve sadıktır.
    ---ona cebrail dokunduğu için geceleri uykusuzdur.


    yunan mitolojisinde, artemisin arkadaşıdır.
    homeros destanında ''argos'' koruyucu ve kollayıcıdır.
    “kerberos” cehennem bekçisidir.
    türklerde 12 hayvanlı türk takviminde 11. aydır.
    tatarlar, kırmızı köpekle bir prensin türemesinden üremiş ve çoğalmış bir halk olduklarına inanmışlardır.
    kanarya adası yerlileri, köpekleriyle gömülmüştür.
    hamile bir kadın öldüğünde ise iki ruh taşıyacağından iki köpekle gömülmüştür.
    eski hintlerde köpek öldürmenin cezası ölümdür.
    daha da sayardımda yeter...