1. yukarıda görülen bağzı ikiyüzlü youserlara bir çift lafım vardır.
    evet canım,sen kesin doğallıktan yanasındır. hiç bakmazsın makyaj yapmış olana.gider asla yüzünde birşey olmayana bakarsın. sokakta bunlardan geçilmiyor. herkes doğallıktan yana. geçen gün yolda yürüyorum iki tane çok güzel makyajlı kıza bir kişi bile dönüp bakmadı. hahha yer mi be türk erkegi senin makyajını.
  2. erkek için sakala tekabül eder.
    trk
  3. eskiden kusurları, sevilmeyen görüntüleri törpülemek için yapılırdı. şimdi tanrım beni baştan yarat diyesim geliyor. aslına benzemedikten sonra beğenilmek pek bir anlam ifade etmez. garip yani. küçücük çocukların elinde çözemediğim malzemeler. aşırı kadınsılık. makyajsız görünme makyajı falan var.^:asgdahdh^
    sezgi
  4. yorumları okudum da, bu kadar ayrımcı olabileceğini tahmin etmemiştim. arkadaşlar, insanların yüzündeki birkaç kırmızı lekeyi kapatması, ton dağılımını ayarlaması, dudaklarına pembelik vermesi, kaşlarının arasındaki boşlukları ufak dokunuşlarla kapatması kime neye dokunabilir ki? bunlar neden "doğal değil" olarak nitelendirilir? "ya gördün mü makyajsız daha güzelmiş bu" dediğiniz kadınların yüzünde hafif makyaj vardır arkadaşlar siz sadece aşırı makyaj, alakasız renklerin yoğun kullanımını, yani bilinçsiz makyajı sevmiyorsunuz.
    bu makyaj her ne kadar dikkat çekici ve tekniğine uygun yapılmış olsa da günlük hayatta karşınıza çıkınca hoşunuza gitmeyebilir. zevk meselesidir, karışmam.
    ancak böyle günlük bir makyaj kimseyi rahatsız etmek, aksine güzel gayet "doğal" bir görünüm sunabilir.

    bir not hanımlara: yüzünüzü bu kadar ağır makyaja alıştırırsanız, makyajı silince (doğru ürünleri kullanıp bakım yapmadığınız takdirde) cildiniz yıpranabilir ve üstte yapılan yorumlar gibi yorumlara muhatap olabilirsiniz.
  5. Amerikan siyasetinin de gidişatını belirlemiştir. garip ama gerçek. yıl 1960. başkan yardımcısı Richard nixon ve senatör john f. Kennedy başkanlık için yarışıyorlardır. anketlere göre yarışı 6 puan önde götüren nixon 8 yıldır başkan yardımcılığı yaptığı için halkın iyi bildiği biridir zaten. kennedy’se, seçmenin kampanya duraklarında görebildiği, röportajlardan az buçuk aşina olduğu genç bir senatördür sadece. 26 eylül günü Amerikan tarihinde bir ilk gerçekleşecektir. iki aday ilk defa televizyon kameraları önünde canlı yayınlanacak bir münazarada karşılaşacaktır.

    nixon, makyaj yaptırmayı reddeder. tıraş da olmamıştır. kirli sakalıyla çıkar kameraların karşısına. kennedy zaten bronzlaşmıştır ama kendi ekibi de ona bir güzel makyaj yapar. sonuç? kameralar, stüdyoda gözünüzün gördüğünü yansıtmaz ekrana. çok farklı bir dinamiği vardır. üstelik spot ışıkları da nixon'ı şıpır şıpır terletmiştir. dolayısıyla nixon ekranda hasta, yorgun ve yaşlı bir adam gibi görünür, kennedy’se genç ve enerjiktir.

    bakınız...

    ertesi gün yapılan anketler kennedy’nin nixon’ın önüne geçtiğini gösterir. böylece nixon tek bir hatasıyla, 6 puan önde götürdüğü seçimi kaybetmiş olur. öyle fondöten pudra deyip geçmeyin yani...