1. neyi istiyorsanız onu yapmanızdır.
    veya istemiyorsanız yapmamanızdır.
  2. özgürlük kadar tanımlanamayan bir kelime olmamıştır şu hayatta. neye özgürlük derdik mesela. ülkemde bütün haklarımın korunduğunu,kendimi istediğim gibi ifade edebileceğimi bilmek mi ? ailemin aman millet ne der kaygısı olmadan yaşamak mı ? sevgilimin bencilce kararlar verip beni idare etmeye çalışmadığını bilmek mi ? sokakta istediğim saatte tek başıma çıkıp tek parça eve dönebilecek lüksüm olması mı ? bıdıbıdıbıdı. bu daha devam edecek olan listeye özgürlük denebiliyorsa eğer bence bu kelimeyi sonsuza kadar unutmalıyız.
    mavi
  3. başka bir insanın haklarını ihlal etmeden yapabileceğiniz her türlü şeye verilen isim.
  4. kendi prangalarından kurtulmaktır.

    edit: halil cibran'ın özgürlüğe bakışını eklemeden geçmek istemedim.

    "özgürlük tahtı önünde ağaçlar, meltemin dokunuşuyla titriyorlar.
    özgürlüğün heybeti karşısında güneş ve ay ışığıyla seviniyorlar.
    serçeler, özgürlüğü işitmek için ötüşüyor, çiçekler özgürlük ortamında nefeslerinin kokusunu yayıyor..
    yeryüzündeki her şey, özgürlük şeref ve sevinciyle dolu tabiat kanunlarıyla yaşıyor..

    oysa insanlar bu nimetten ne kadar yoksun!
    çünkü insanlar, evrensel ilahi ruhlarına sınırlı kanunlar koydular.
    bedenleri ve ruhları için acımasız kanunlar çıkardılar.
    eğilim ve duyguları için korkunç ve dar zindanlar yaptılar.
    kalpleri ve akılları için derin ve karanlık mezarlar kazdılar.
    aralarından biri kalksa, toplumsal kurallara ve kanunlara karşı çıksa, hemen onun isyankar, aşağılık, toplumdan sürülmeye layık, rezil ve ölümü hak eden birisi olduğunu söylerler..

    ancak sevgiyle yaşamak ve sevgi için yaşamak dururken, bir insan, ömrünün sonuna ya da zaman onu azat edinceye kadar kendi koyduğu geçersiz kanunların kölesi olarak kalabilir mi?

    dikenler ve kafatasları arasında kendi bedeninin gölgesini görmemek için gözlerini yere dikerek ya da yüzünü güneşe dönerek sonsuza kadar durabilir mi?"
  5. alpay erdem yazmıştı:
    özgürlük, devrilen tuzluktan fırlayan tuz taneleridir.
    hala gülümsetir.
  6. yanında bilgelik ve refah olmazsa serserilik olarak adladırılan durum. it kopuk diyen de var özgür insanlara. bir de şöyle bir söz vardı; toplum özgür olmadan birey özgür olamaz.
    abi
  7. "sınır tanımayan bir maceracı. evi yollar olan, güzelliklere yolculuk yapan bir seyyah..." cümlesindeki tanıma giren kişi olduğumda, işte o zaman özgürlüğü tüm gerçekliğiyle açıklayabilirim. yoksa evimizin penceresinden baktığımızda da özgürlük bu diyebiliyoruz. ama asıl özgürlük, bana sorarsanız; alıntı yaptığım cümledeki kişinin gördüklerinde gizli.
  8. huzur.
  9. içimizde.
    zepur
  10. varlığı/yokluğu yüzyıllardır tartışılan kavramdır, felsefenin önemli soru/sorunlarından biridir. tanrıya olan inançla direkt olarak bağlıdır, bu durum çoğu zaman bu konu üzerinde tartışılamaz hale getirir. özgürlük ve tanrı arasındaki bu durum hakkında albert camus şöyle demiştir: tanrı önünde bir özgürlük sorunundan çok, bir kötülük sorunu vardır. seçeneği biliyoruz: ya özgür değiliz ve kötülükten her gücü elinde bulunduran tanrı sorumludur; ya özgür ve sorumluyuz, ama tanrı her gücü elinde tutmamaktadır.