1. "çünkü sıkıntı öldürür. ve ama sıkıntı öldürüyor. acı ve öfke değil, ama sıkıntı öldürüyor. çok geçici, anlık, masum, makul olabiliyor sıkıntı, ama öldürüyor. sıkıntı eğlence istiyor, tatil istiyor çünkü. tatil çoğulluğa, çoğulluk gövdelere, yeni kelimelere, yeni yüzlere yol açarak öldürüyor. sıkıntı davet ediyor, açıyor. acı ortak olmayanı defediyor, kapatıyor. sıkıntı çözüyor, öfke bağlıyor. sıkıntı plan program demek çünkü. program yazlıklara savuruyor, sayfiyelere, yumuşak içkilere, pahalı yemeklere yol açarak çözüyor. acı kendi yasasını durmadan fısıldıyor, öfke hatırlatıyor oysa : dağılmayın, unutmayın, yetinin, oturun oturduğunuz yerde. ama sıkıntı savuruyor, parçalıyor, gebertiyor. sıkıntı kutlamalar, şenlikler istiyor çünkü. sıkıntı ille de dans diyor, kahkaha diyor, acının da öfkenin de içini boşaltıyor. acı ve öfke korkuyu yeniyor, sıkıntı okşuyor. sıkıntı arzuyu kaşıyor, acı ve öfke terbiye ediyor. acı değil, öfke değil, sıkıntı öldürüyor."
    tol/murat uyurkulak
  2. fazlasiyla hakimim konuya
    belit
  3. bugünlerde hiçbir eylemde bulunmayan ben ve içinde bulunduğum durum. içimde bir sıkıntı var ama ne olduğunu bir türlü bulamadım, hani bir şey yapmak istiyorum ama sıkıntı içimi öyle bir sarmış ki yaptığım işten de bir şey anlamıyorum.

    ne dinlediğim müzikten, ne okuduğum kitaptan, ne de izlediğim filmden
  4. benimki hayat giderken, hayatımın içine sokamadığım o atraksiyonun eksikliği yüzünden oluşan sıkıntısal yaşam dilimi.

    arkadaş ne yapılır ne edilir, çok mu robot olduk herşeyi bekliyoruz, acaba neye adım atsam da çözülse bu durum diye yaklaşık 3-4 aydır düşünüyorum tam anlamıyla bulamadım bu sıkıntıyı giderebilecek birşey.

    varsa bir çözümü olan hemen kırmızı dostlar.
  5. şu an sahip olduğum duygu, böğrüme böyle kocaman bir ''at'' oturmuş gibi!! gece gece ne yapacağını bilmeyen hatta şu an bile ne yaptığının hiçte farkında olmayan hastalıklı bir ruh gibi gecenin bu saatinde aval aval koridorlarda dolaştıran sonra da bu büyük şeytanın (the great demon) başında durmadan yorumlar yazdıran garip ve bir o kadar da tanımlanamayan duygu şu 'sıkıntı' denen şey..