• okudum
    • okuyorum
    • okumak istiyorum
  • youreads puanı (7.43)
ulusların düşüşü - james a. robinson, daron acemoğlu
ulusların düşüşü: güç, refah ve yoksulluğun kökenleri massachusetts institute of technology'den türk-amerikan ekonomist daron acemoğlu ve harvard university'den siyaset bilimci james a. robinson tarafından yazılan kitaptır.


  1. kitabın ortaya koyduğu tezi desteklemek amaçlı verdiği örnekler oldukça ufuk açıcı. ancak konuları bağlaması bakımından kitap belli bir süre okunduktan sonra fazla kendini tekrar ediyor.

    evet ortaya attığı tezi fazlaca ispatlamak istemiş. ben gerçi kitabı okumadan ortaya koyduğu tezi kabul edenlerdenim. belki de bu sebeple böyle hissettim.
  2. kitabi buyuk bir istahla satin aldim. biraz da meslek icabi konuyla alakali, bilgili olmama ragmen asiri derecede terkrardan o kadar rahatsiz oldum ki bu kadar istekle aldigim bir kitabi yarim biraktim.
  3. eko-magazin kitaplarına alışık bünyelere biraz ağır gelme ihtimali var. ancak önceki yorumlara katılmamak elde değil, tekrara giren pek çok kısım söz konusu ve çeviri daha özenli olabilirdi. sanki çeviriyi alan arkadaş yetişmeyecek telaşı ile belli bölümleri arkadaşlarına çevirtmiş. kopukluk fark ediliyor çeviride ama okumak gerek.
    reax
  4. yazarların (acemoğlu tek başına yazmamıştır) tezlerini desteklemek için verdiği karşılaştırmalar güldürmüştür. arizona (nogales arizona/nogales sonora) ve kore (güney/kuzey) karşılaştırmaları, kurumların doğru kararlar vermesi halinde böyle güzel örnekler (nogales arizona/güney kore) görebileceğimizi desteklemiştir. bunu yaparken bazı kitapların (tüfek, mikrop ve çelik) üzerine basarak ilerler. kısaca ikna edicilikten uzak kitaptır.

    not: kitabın adım adım değerlendirilmesi yapılsa daha güzel olacaktır.
    not(2): aç parantez, kapa parantez
  5. kitabın adından başlayarak sorunlu bir çevirisi olduğunu düşünüyorum. çeviri sürecinde sıkıntı yaşandığına dair duyum da aldım. songuncalisan'ın da belirttiği üzere gayet akıcı, anlaşılır bir ingilizceyle yazılmış. orijinalinden okumakta fayda var. argümantasyonu zayıflatan deneyimleri dikkate almadıklarına yine yukarıda değinilmiş. kurumsalcıların başlıca problemi sömürgecilik ve emperyalizm karşısında gözleri kapatmak, salağa yatmak gibi görünüyor. lenin'in emperyalizm broşürü 1916 tarihlidir ve bana göre halen değerlidir, cemal süreya'nın enfes çevirisinden okumanızı temenni ediyorum.
    mutlu
  6. kısaca sanayi devriminin neden ingiltere de başlayıp da moldova'da başlamadığını açıklayabileceğini söyleyen akademisyenlerin kitabı.

    demokratik kapsayıcı kurumlar oluşturun ki serbest piyasa işlesin. rekabetin getirdiği yaratıcı yıkım toplumları zenginleştirsin. eğer otoriter bir devlet lideri ortaya çıkarsa yerini sağlamlaştırmak için yalakalarını etrafa toplar. bu yalakalar kendilerini zeka ile koruyamayacağından devlet başkanı rekabeti yok ederek yandaşlarını korur. bu da uzun vadede topluma kaybettirir. ama farklı çıkar gruplarının kurduğu ortak bir yapı adil rekabeti sağlayacağından toplumda ilerleme meydana gelir diyor kitap genel olarak. kalanı bu tezleri doğrulayan örnekler. yoksa 10.lui öldü yaşasın 11.lui demek, bir monark yerine sosyalist bir monark getirmek hiçbir şeyi çözmeyecektir. oligarşinin tunç yasası.

    yeni bir şey yok bu söylemde. uluslarının neden düştüğünü analiz eden bazı devlet adamları da dile getirmişlerdir bu söylenenleri. bu kitapta bana göre yeni olan fikir şuydu: batı avrupa ile doğu avrupayı farklılaştıran temel nedenini orta çağda yayılan vebaya bağlaması ve ingilterenin abd gibi zengin bir sömürgesi olmadığı için kraliçenin diğer soylulara muhtaç olması ve soylulara taviz vermesiydi. soyluların kazanımı, kraliçenin şirketinin tekel olmasını önlemek amacıyla kabul ettirebildikleri şartlardı. nereden nereye.
  7. katılımcı ekonomi ile ilgili kısmı oldukça doyurucu olmakla beraber, katılımcı ekonominin sağlanması için gerekli ön koşulun "batı usulü" çoğulcu politik yapılar olduğu konusundaki dayatmasını ikna edici bulmadım. her kitap ya da makale kendi tezini kanıtlamaya çalışır ve bu amaçla diğer tezlerin yetersizliklerini ön plana çıkartır. ancak daron acemoğlu'nun bu çabasında fazla ileri gittiğini ve bir nogoles kıyaslaması ile batı'nın tüm ekonomik başarısını kanıtladığını düşünmesini mantıksız buldum. ben de gerçeğin birden fazla tezin (coğrafi tez dahil) bir birleşimi olduğunu düşünüyorum. ayrıca tezi, (kanımca) çin'i ve hatta güney kore'yi açıklamakta ileri derecede yetersiz kalıyor. gğney kore örneği, devlet tarafından (çoğulcu politik katılım sağlanmadan) katılımcı ekonominin sağlanabileceğinin örneğidir - tersinin değil.
    not: kitabı orjinal dilinde kindle'den satın alıp okuyabilirsiniz - oldukça anlaşılır bir ingilizce ile yazılmış.
  8. demokrasinin ve özgürlüğün mü zenginlik ve refahı getirdiği yoksa baskıci ve tekelci yönetimlerin mi zenginlik ve refahı getirdiği üzerine tartışmaların yürütüldüğü kitap.
    kitapda en çok bahsedilen ögelerden biri kapsayıcı kurumların varlığı ve eşit adil rekabet. bu unsurların varlığı hem demokrasiyi işler kılıyor hemde mülkiyet güvenliğini sağlıyor.kitap bana biraz kapitalizm güzellemesi gibi geldi ve özellikle o kadar çok örnek var ki bakın benim dediğim doğru dünya üzerinde söylediğimin aksine örnek yok haberiniz olsun der gibiydi.
  9. milletler arası eşitsizliğin nedenlerini irdeleyen ve bu yönüyle tüfek, mikrop ve çelik isimli kitabın anti-tezi olarak değerlendirilebilecek bir kitap.

    yazarların temel tezine göre; aynı coğrafyadaki farklı milletlerin farklı gelişmişlik özelliklerine sahip olması kurumların işlevselliğiyle açıklanabilir. abd-meksika sınırın iki tarafı arasındaki fark buna örnektir. yazarlar karşılaştırmalarıyla tüfek, mikrop ve çelik isimli kitabın coğrafi determinstliğini eleştirirler bir bakıma.

    şahsi düşüncem odur ki, ne bu kitap tek başına ne de tüfek, mikrop ve çelik tek başına milletler arasındaki eşitsizliği açıklar. iki kitabın tezlerinin sentezi en makul izahtır. zira coğrafya da en az kurumlar kadar belirleyici rol oynamaktadır.
  10. okuyan arkadaşlardan ricam bu kitap başlardaki gibi hep sıkıcı mı? yahu 1 gecede 300 sayfa kitap bitirmiş adamım 4 sayfayı yarım saatte zor anladım. tamam detay vermesi güzel de detaylarda boğuldum yahu.