-
yediğine içtiğine dikkat etmeye başlamak. abur cuburdan, fast food'dan uzak durmaya, daha az yemeye çalışmak. -
arkadaşlarının ölmesi. -
buralar eskiden hep ağaçtı diyorsanız artık yolu yarılamışınızdır -
pişmanlıkların artması. yapılan hatalar için duyulanlar bir yana, yapamadığın şeyler için duyduğun pişmanlıklar var bir de. hangisi daha acı henüz karar verebilmiş değilim. -
sigara, yirmi lira para, ehliyet, üstünde notlar olan iki üç tane kağıdın gömleğin ön cebinde olması. bu gün basıma gelmiştir. -
annem hep en büyük yaşlanma belirtisi "beyaz saç" der. benim içinse onun gidişinin ardından 10 yıl geçmesidir. -
kaşta fark edilen beyaz tel
saç tamam ama kaş!? -
hayallerin bitmiş, yorulmuşsundur. artık kimseye bir şey anlatmaya açıklamaya mecalin kalmaz. işte o zaman yaşlanmışsındır. -
partilerden çok muhabbeti seviyor olmak, mekanlardan çok evde misafir ağırlamayı ya da misafir olmayı tercih ediyor olmak, spor ayakkabısından çok topuklu ayakkabıya para harcıyor olmak (bence en belirgin olanı bu)
eğer ailenden uzakta yaşıyorsan eskiden olduğu gibi "başımı sokacak bi evim olsun da" demek yerine artık eskisinden daha fazla alan, daha az eşya, daha uyumlu ve temiz bir ortam ve daha az misafir tercih ediyor olmak. yani yaşam alanından daha çok fayda sağlamanın derdine düşmek.
eskisinden daha çok paran ama daha az hevesinin olması.
yukarıdakilerden bir nebze daha kişisel bir madde bu; eskiden en çok korktuğun şeyin (yalnızlığın) artık senin en büyük silahın olması.
70 yaşında olduğumu yazacaklarım bitince anladım -
bizim dönem...
bizim nesil..
biz böyle değildik ...
ve kaçınılmaz, bitmeyen anılar konusuluyorsa dostum yaşlandın demektir .