-
oynuyoruz işte bizde bir ucundan
çocuklar gibi hayatı
kah kavgayla, kah gülerek
inişli çıkışlı bir aşkı
oynuyoruz sokakta anne, heyecanla hayatı.
oynuyoruz işte bizde bir cümbüşle
ressam gibi
ömrümüzde aç olduğumuz renkleri
yakalarız diye ellerde tonu
çiziyoruz tuvalde anne, renklerle hayatı.
oynuyoruz işte bizde bir ritimle
müzisyen gibi
sevgi ve şefkat yüklü bir sesle
kulağımızda gerçek bir tını
çalıyoruz kucağında anne, notalarla hayatı.
oynuyoruz işte bizde bir kalemle
şair gibi
limandan kalkan bir geminin yalnızlığını
yaşamı, ölümü, zamanı
yazıyoruz söylenmemiş aşkın sözlerini
yazıyoruz sayfalarda anne, harflerle hayatı. -
yüzünde bir çizgi, saçında bir ak
görünce: ' en sonra hazan! ' dedin mi?
elini alnına koyup dalarak;
' bahara döneyim, bir an! ' dedin mi?
geçiyor geceler, günler bir örnek
bir koku veriyor işte her çiçek,
bilmiyor seslerle renkler değişmek
' boş yere dönüyor cihan! ' dedin mi?
ne kurban kes artık ne de mum ada,
yetmiyor bir ömür bin bir umuda!
bir tatlı gün geçti hayatında da!
' devam et ey güzel zaman! ' dedin mi? -
sil gözlerinden yaşları, bahar çabuk kaçar
arama kalpte vefa, yalnız sende yaşar
uzat ellerini ufka, gidenlerden kim var
kim anlar derdinden, ateş düştüğü yeri yakar.
gözlerin çakmak çakmak, dudakların kuru pınar
ahla dertle de dolular dertli olanlar ağlar
kaderde her şey var gülen de gülmeyen de ağlar
kim anlar derdinden, ateş düştüğü yeri yakar
bir gün görürsün hayatın hayal olmuş akar
güneş ufkunda yine taze yine öyle açar
hayat böyledir dostum hep günleri böyle doğar
kim anlar derdinden, ateş düştüğü yeri yakar.