-
"
...
ekmek bıçağında dilimleniyordu ömrüm;
masum, yalınayak çocukluğum;
umudun kıyısından geçmeyen gençliğim,
ulu orta seriliyordu, harami sofrasına,
düş bahçelerim yağmalanıyordu,
her kes payına düşeni alıp giderken.
bütün kimsesizliğimle,
bütün çaresizliğimle,
bütün çıplaklığımla, kalıyordum karanlığın koynunda;
üşüyordum,
tepeden tırnağa buz kesiyordu yalnızlık.
saat on ikiyi beş geçiyordu.
..."