(bkz: bilardo)
(bkz: sekiz numaralı top)

küçük yaşlardan itibaren abilerimizin peşine takılıp, zamanın dumanaltı olan, pislik yuvası olarak adlandırılan bilardo salonlarında takılırdım. ergenlik yıllarımda ise bu tür salonlardan hiç çıkmazdım. gel zaman git zaman amerikan bilardodan üç top bilardoya geçiş yaptım. övünmek gibi olmasın ama iyi de oynardım, hâlâ da oynarım. neyse, nick hikayeme gelecek olursam... bilardo oynayanlar en azından bir kaç defa göz atmış olanlar bilirler 8 numaralı siyah topun ne kadar değerli olduğunu ve bir o kadar da kötü bir top olduğunu... bilmeyenler için kısaca özet geçeyim, sekiz numaralı top oyuna ilk başladığınızda yahut ortalarında oyunun herhangi bir deliğe ( bilardo kültüründe " cep " olarak adlandırılır ) girdiği anda oyunu kaybedersiniz. yine bu sekiz numaralı siyah top öyle büyük bir şeydir ki her halükarda oyunu kazanmanıza yahut kaybetmenize sebebiyet verir. son topa kalan kişi bir delik söyler ve sekiz numaralı topu oraya sokmaya çalışır. eğer söylediği delikten başka bir deliğe girerse sekiz numaralı top o oyuncu oyunu kaybeder.

işte bilardo sevenler için bu kadar çok önemlidir sekiz numaralı top. kayıt olurken düşündüm bir müddet ne yapsam diye, aklıma geldi bende " sekiz " yazdım. sekiz;
" kazandıran ve kaybettiren tek şey. aynı, cesaret gibi "