bu ülkede yaşamımızın ciddi şekilde pamuk ipliğine bağlı olduğunu bize bir kez daha "kanlı" canlı anımsatan patlamadır.
nice insan canını yitirdi, nice ananın babanın gözleri yaşlı kaldı yine. kimin ne derdi var onu da biz halk olarak bilemiyoruz, bize yansıtılanlar ne kadar gerçek orası tamamen ayrı bir tartışma konusu ama bu saldırıların sivillere yönelik olması, özellikle ygs'nin yapıldığı günün seçilmesi konuları tepemizi iyice attırıyor. canımızın bir gram güvenliği yok, insanların derdi hala ferhat göçer dinlemek.
artık alışveriş merkezlerinde işlerimizi halletmek için ayın belirli bir gününü belirler, duraklardan uzak durur, kalabalıklara yaklaşamaz olduk. ne zaman nerede yine hain bir saldırının yapılacağı belli değil. açıklanana göre de bu sefer beyni yıkanan şahıs 1992 doğumlu bir genç kız. bu insanlara neler yapılıyor, nasıl bu kadar kontrol altına alınabiliyorlar benim aklım artık gerçekten almıyor ancak ben bu ülkeden gidene kadar sabahları işime gitmek üzere bindiğim metroda korkmak istemiyorum. işim olduğu zaman yolumun üzerindeki bir mağazaya canımı kaybetme korkusu olmadan girebilmek, hafta sonları dışarı çıkmaktan çekinmemek istiyorum. ancak ülke giderek daha da pis bir hal aldığı için bunlar gerçekten imkansız görünüyor. yine önceleri şüpheli gördüğümüz tipler belliydi en azından, artık yanımızdaki herhangi bir genç insan, yaşlı bir kişi ya da küçük bir çocuk canımızı bir salise içerisinde alabilir.
başlık konusu saldırıda hayatını kaybedenlere ve yaralananlara dair açıklanan sayıların da kesinlikle yalan olduğunu düşünüyorum. hiç umudum olmasa da, bu olayların bir an önce durulmasını, kadınların karınlarındaki bebekleri bu hain saldırılarda kaybetmemelerini, gençlerin ygs sonrası netlerini kontrol etmeye gittikleri parkta canlarını yitirmemelerini diliyorum.