• okudum
    • okuyorum
    • okumak istiyorum
  • youreads puanı (6.67)
Yazar ahmet ümit
beyoğlu'nun en güzel abisi - ahmet ümit
yılbaşı gecesi işlenen bir cinayet... tarlabaşı'nın arka sokaklarında bulunan bir erkek cesedi. öldürülmüş erkeklerin en yakışıklısı, belki de en kötüsü. karanlık sırların ortaya çıkardığı utanç verici bir gerçek. gururlarının kurbanı olmuş erkekler, onların hayatlarını yaşamak zorunda olan kadınlar. bu cinayetler yatağında, bu kötülükler bahçesinde, bu insan eti satılan can pazarında masumiyetini korumaya çalışan bir adam. bir zamanlar istanbul'un en gözde yeri olan beyoğlu'nun hazin hikâyesi. karanlık... soğuk havayla iyice ağırlaşan bir karanlık. uzaklardan şarkılar geliyor kulağına, neşeli kadın çığlıkları, ayarını yitirmiş sarhoş naraları, biri küfrediyor belki ana avrat, belki ağlıyor biri hıçkıra hıçkıra, belki biri sessizce ölüyor bu gürültünün, bu hengâmenin ortasında. umurunda değil. hepsinden sıyrılmış, sadece öfke... nereye gittiğini bilmeden yürüyor, nefret tarafından kuşatılmış olarak. kıskançlık denen o canavar, çelikten pençesine almış yüreğini, habire sıkıyor. "kadınlar," diyor bir ses zihninin derinliklerinden... "kadınlar, onlarla oynayamazsın... oynadığını zannedersin ama bir de bakmışsın, asıl oyuncak sen olmuşsun." hayatına giren kadınların yüzleri beliriyor sokağın zemininde. birer birer düşüyor görüntüleri ayaklarının dibine. hepsinin boynu bükük, hepsinin gözlerinde keder. hepsi üzgün... aldırmıyor, bir su birikintisiymiş gibi basıp geçiyor üzerlerinden ama yeniden düşüyor görüntüler zemine. "kadınlar," diyor o ses yine, "kadınlardan asla kurtulamazsın, hayaletleri hayatın boyunca seni takip eder."(tanıtım bülteninden) (kitap bilgileri idefix'den alınmıştır.)


  1. anlatımını beğenmeyip yarıda bıraktım (yarım bile sayılmaz gerçi okuduğum kısım)
    okuduğum kadarı için söylüyorum, tamamına bir şey diyemem:

    dili öyle çok abartıldığı kadar iyi gelmedi bana. tekdüze, diyaloglar oldukça yapay, sokak dili- argo kullanılmış diyeceğim ama yok ondan da değil, küfür dahi karakterin dilinde yapay duruyor. bu da okurla arasındaki samimiyete samimiyetsizlik katıyor. beni en çok rahatsız eden de bu oldu.

    hikayenin başlangıcı; çıkış noktası fazla da merak uyandırıcı gelmedi bana. (hepsini okumadım evet ama başlangıcından bahsediyorum.) tamam çok iyi bir polisiye okuru değilim ancak okuduğumun da arka sokaklar senaryosundan farklı olmasını bekledim açıkçası.

    dediğim gibi bunlar kitaba başlamış ve umduğunu bulamamış birinin ilk izlenimleri, hatta okunan sayfa sayısına bakınca ön yargı tabiri bile doğru gelebilir.
    sonuç olarak gerisinin de bana çok bir şey katacağını düşünmeyerek bıraktım...