1. deniz gezmiş'i anlamak.
    abuk sabuk bir sürü insan hakkında konuşuyor.
    tanıyan tanımayan, seven sevmeyen.
    adını taşıyan bir insan olarak onun gibi bir tarihsel figürü hepsinden daha çok merak ettim.
    sol kemalizmle marksizm arasında bir yerde duran dönem gençliğinin bir önderi.
    işgali çoluk çocuk azarlayarak kırmaya çalışan bir dekanın masasının üstüne sıçrayıp "psikolojik üstünlüğü" yerle bir eden bir ajitatör.
    6.filo denilen işgal ordusunu denize döken bir genç.
    filistin kurtuluş örgütü saflarında siyonizme ve israil faşizmine karşı elde silah mücadele eden bir savaşçı.
    odtü'nün devrimci olduğu kadar yakışıklı bir o kadar da hınzır delikanlısı.
    fikirlerini beğenmediği ve lafla başedemeyeceği soldan rakipleri için basın tokadı geçin diyecek kadar sekter.
    thko kurucusu. tam bağımsızlık için örgüt kuran bir adam.
    idama eyleme gider gibi giden bir komünist.
    bunların hepsi birden, bu kadar da değil daha da fazlası.
    şimdi burada "terörist" diyenler var. bunu diyenler aynı zamanda bu ülkenin kentlerinin top atışlarıyla yıkılmasına özgürleştirme diyorlar. daha terörün terörizmin ne olduğundan haberi de yok.
    bunlar kanlı pazar'ı, taylan özgür'ün öldürülmesini, 12 mart darbesini bilmezler. battal mehetoğlu'nu, vedat demircioğlu'nu bilmezler. kimin abd uşağı olduğu için eline silah alıp devrimcileri öldürmeye başladığını, devrimcilerin niye silahlanmaya başladığını da bilmezler.
    deniz gezmiş'i seveceğini ama kürt yanlısı olarak gördüğü sol hareketleri sevmmediğini söyleyen var. bilmez ki deniz gibileri hedeflerine ulaşsaydı zaten bugünkü anlamında kürt sorunu olmayacağını. gördüğü sorunun kaynağının halen desteklemeye devam ettiği faşizm olduğunu. deniz'e son sözlerinde kürt ve türk halklarının kardeşliğinden sözettiren şeyin ne olduğunu.
    son olarak abd afganistan ve ırak'ta milyonlarca insanı katlederken kendince abd'ye kızan türk sağ ve islamcılarına söylediğimi tekrarlayayım. siz kanlı pazarda camiden çıkıp abd ordusunu protestoya hazırlanan gençleri öldürdüğünüz gün bu konularda konuşma hakkınızı kaybettiniz. önce siz devrimcilere kendinizi ispatlayın. sonra namusu ve şerefi ile canını veren devrimciler hakkında konuşabilirsiniz.
    adıma/adına yaraşır bitirebilirsem hayatımı ne mutlu bana.
  2. anayasa ihlalinin hemen her gün yapildigi şu ülkede anayasayı ihlal ettiği gerekcesiyle asılan deniz gezmis'in 44.ölüm yıldönümü bugün.

    (bkz: 6 mayıs 1972)
  3. bir suçludur , adalet onu bir sembol olduğu için değil suçlu olduğu için yanına almıştır. sol zihniyet tabi ki kendisini kahraman olarak gördüğü için pozitif ayrım ister ancak öyle bir dünya yok. herkes eşitse ya da olmak zorunda ise katil , hırsız ve silah kaçakçısı cezalandırılmalı.
  4. "başka bir zamanda onurlu olan şey, doğru olan şey bir polis ya da başkan olmak olabilirdi. fakat şu an burada, bana öyle geliyor ki onurlu olan tek şey bir suçlu olmak."

    (bkz: punishment park)
    pinot
  5. "vatan onu parsel parsel satanlarin degil ugrunda daragacina gidenlerin vatanidir."
    deniz gezmiş
  6. leninist ve sosyalist geçinip halkın parasını yatırdığı bankayı soyan şahsiyet.

    yapacağı herhangi bir eylemin haklılığına inanmak mümkün değil. erken kalkanın devrimci olduğu bir dönemde sivrilmiş ve asıldığı için kahramanlaştırılmıştır. daha fazlası değil.
  7. avrupa başta olmak üzere amerika dahil dünyanın pek çok noktasını derinden sarsan 1968 gençlik hareketini, vietnam savaşı'nın toplumlar üzerinde yarattığı etkiyi ve sömürgeciliğe karşı direnişi araştırmadan deniz gezmiş anlaşılamaz.

    bir önceki yorumumda punishment park'tan bir replik paylaşma amacım uzun bir yazı yazmadan buna dikkat çekmekti fakat yeterli bir açıklama, referans olmamış sanırım.

    1968, emperyalist devletlerle sömürge/yarı-sömürge gençlikleri tarafından aynı derece coşkuyla sahiplenilse ve savaş karşıtlığı gibi ortak paydalarda birleşilse de esasen bir fransız, alman genci ile türk genci aynı kaynaktan beslenmemektedir.

    sanayi devrimini, merkezileşmeyi vs. halletmiş ülkelerde modernizm eleştirisi baş gösterirken 2016 yılında dahi feodal düzeni, din bezirganlığını atlatamamış eğitim ve sağlık hizmetleri gibi çok basit devlet yükümlülüklerini oturtamamış türkiye'de gençler feodal düzen ve sömürgecilerle işbirlikçilik eleştirileriyle yola çıkmışlardır.

    idealler ve beslenen kaynaklar ne olursa olsun dünyanın her yerinde gençliğin bu çarpık düzene karşı ayaklanması devletin orantısız şiddetiyle karşılaşmıştır. almanya örneğinde bu rudi dutschke'nin bir faşist tarafından vurulması olurken ülkemizde, taylan özgür'ün şerefsizce arkasından kurşunlanarak katli dışında o dönem gizli kapaklı işler çevirmeye bile gerek görülmemiş türk demokrasisinin yüz akı bir oylamayla (kim demiş türkiye'de demokrasi yok diye adamlar oylamayla insan öldürüyor) yusuf aslan, hüseyin inan ve deniz gezmiş idama yollanmıştır.

    suçluydu değildi tartışmasına illa girilecekse avrupa insan hakları sözleşmesi ve ilgili içtihadı, ceza hukuku ve anayasa hukuku bağlamında bir analiz yapılması ve bu üç gencin hakikaten de idam gerektirecek bir suç işleyip işlemedikleri tahlil edilmelidir.

    hukuk bağlamında konuşursak "orantılılık ilkesi" gereğince idam cezasının apaçık bir şekilde hukuka aykırı olduğu görülecektir.

    hukuku bir yana bırakıp incelendiğindeyse süleyman demirel gibi zamanının "demokrasi havarileri"nin gözünde bu üç gencin idamı kesinkes hak ettiği görülecektir.

    zira, nato ve amerikan köpekliği, yolsuzluk ve sömürüye dikkat çekmekten daha ağır bir suç yoktur.
    pinot