• okudum
    • okuyorum
    • okumak istiyorum
  • youreads puanı (8.47)
kırmızı pazartesi - gabriel garcia marquez
kolombiyalı büyük yazar gabriel garcía márquez'in 1981'de yayımlanan yedinci romanı kırmızı pazartesi, işleneceğini herkesin bildiği, engel olmak için kimsenin bir şey yapmadığı bir namus cinayetinin öyküsü. hem kolombiya'da, hem de yayımlandığı dünyanın dört bir yanındaki pek çok ülkede sarsıcı etkileri olmuş bir roman. usta yazar, çocukluğunu geçirdiği kasabada yıllar önce yaşanmış bir cinayet olayını aktarıyor. romanın kahramanı santiago nasar'ın öldürüleceği daha ilk satırlardan belli. kırmızı pazartesi, yalnızca bir cinayetin arka planını değil, bir halkın ortak davranış biçimlerinin potresini de çiziyor. böylece, sonuna dek ilgiyle okuyacağınız bu kısa ve ölümsüz roman, bir toplumsal ruhçözümü niteliği de kazanmış oluyor.


  1. ilk paragrafı okumanızla beraber spoiler alacağınız bir kitap. henüz ilk cümleden kitabın sonu yazmakta. bir günde okunabilinecek sürükleyiciliğe sahip bir başyapıt.
  2. 1982 nobel edebiyat ödülünü almış ve marquez'in "bu benim duygularımı yenerek yazdığım en iyi romanım." dediği kitap.
    bir sürü otopsi sahnesi izlemiş ve birkaç yerde de okumuş biri olmama rağmen santiago nasar'a yapılan otopsiyi anlattığı sayfalarında cidden rahatsız eden başarılı hikaye.
    çok akışkan bi kitap, başlamasıyla bitmesi bir oluyor. sonunu baştan bildiğiniz için spoiler tehlikesi de yok. yaşanmış bir hikaye oluşu da insanı rahatsız eden bir nokta.

    sadece türklerde olduğunu zannettiğimiz düğün sonrası bazı tuhaf uygulamaların latin amerika'da da olduğunu görmüş olduk bir de.

    kitabın orijinal adı 'cronica de una muerte anunciada" yani, 'önceden anons edilmiş bir cinayetin kronolojisi'
    hatta abdullah muradoğlu santiago nasar cinayetini hrant dink cinayetine benzettiği bir yazı da yazmış yeni şafak'ta:
    kırmızı
  3. kitap kültürümüze göre bir 'namus cinayeti'ni işliyor. gerçek bir olaydan esinlenen büyük ustanın sizi etkileyecek romanı. insanın kanını donduran bir cinayet ve olayın arka perdesi...
  4. ustanin yasadigi yerde yillar once yasanmis bir cinayet ve toplumun isin icine "namus" girdiginde cinayeti nasil gorduguyle ilgili kisacik kitabi, novellasi.
  5. kitabın başlarında size pembe dizi havası uyandırabilir ama sonlarında hasiktir ama ya dedirtip sinir eden kitap . yavsak bir toplumun analizini yapabilirsiniz
  6. birgünde hiç kopmadan okuyabileceğiniz sadelikte ve akıcılıkta kitap. ayrıca spoiler verme kaygısı duymuyorum çünkü ilk sayfanın ilk cümlesinde olayın sonu belli ediliyor.

    böyle yapılması aslında kitabın etkileyici yönü, hazin sonu bildiğinizden o aşamaya gelişte payı olan herkesin suçuna daha dikkat kesilip, öfkeleniyorsunuz ve bazı anlık olayların hayatı değiştirebilecek boyutunu görebiliyorsunuz.

    kitap hakkında üzerine daha fazlasını koyamayacağım güzel yorumlar paylaşılmış.

    hissettiğim tek ikilem ise santiago nasar'ın angela ile birlikte olup olmadığı konusundaki anlatılar.

    çünkü angela, kocakarı tavsiyeleri ile bayardo'yu yanıltabilecekken, böyle birşey yapmanın haksızlık olacağını, dürüstçe olmayacağını düşünerek sonucunu bile bile gerçeği söyleyebilecek kadar dürüst ve korkusuz. ilk aşamada sevmediği bir adamla evlenecek olmanın kendisinde yarattığı ölüme meydan okuyabilme cesareti var.

    ama anlatıcı, aynı angela'nın sevdiğini gizlemek için santiago'yu ikizlerin hedefine koymuş olabileceğini ima ediyor. bu durumda ikizlerin santiago'yu öldürebileceklerini tahmin etmese bile gerçekleşen olay sonrasında angela'nın vicdanının yangın yerine dönmesi gerekirdi. oysa yıllar sonra bu konu hakkında pişmanlık/vicdan azabı duymama derecesinde net ve sakin konuşabiliyor.

    belki de doğru olmadığını bildiğimiz inanmak/inandırılmak istediğimiz şeye inanma meselesidir.
    ozee
  7. bir solukta bitirilecek bir kitap...olaylar geriye dönüşlerle güzel bir şekilde verilmiş ki zihninizi de sürekli canlı tutuyor..ama en güzel tarafı kötü sonuçlanan olayda nasar gerçekten suçlu muydu?tam olarak bilinmeyen bir olayda yargılaya varmak için bile ön yargıya ihtiyaç duyulduğunu gösteren bir şaheser.nitekim ön yargıya da varılamadan olay sonuçlanıyor..yazar yargılamayı artık size bırakıyor. nasar'ı suçlu bulmak ya da bulmamak size kalıyor :)))
    yildo
  8. olayın içine kendinizi katabildiğiniz oranda çarpıcı bir eser.

    gabriel marquez' okumayı daha önce pek çok kitabıyla denemiştim. tabii bu benim eski kitap okumayı bilmeme cehaletimden de kaynaklanıyordu (marquez okumaya yüzyıllık yalnızlık ile başlanmazdı bir kere) ama şimdi görüyorum ki gabriel marquez öncekilere tamamen zıt, hiç kimselere benzeyen bir anlatım yöntemi tutturmuş kendine.

    daha ilk cümlesinde bahsettiği cinayeti anbean anlatırken yüreğinize bu denli dehşet salabilmesinin başak bir açıklaması olamaz zira..
  9. bir cinayetin görünen bir ya da iki kişi tarafından değil bir toplum tarafından işlenebileceğini gösterir.
    güney amerika kültürüne dair, batıl inançlar, azınlıklara bakış, geçim kaynakları, kadın-erkek ilişkisi gibi pek çok konuya değiniyor marquez.
    ilgimi çeken satır aralarından biri, dönemin savcılarının nietzsche okuduğuydu.bir de bir mahkeme belgesine düşülmüş not (yanlış anımsamıyorsam) : "bana bir ön yargı verin,dünyayı yerinden oynatayım."
  10. dün bitirdiğim kitap. herkesin söylediği gibi başından belli olan bir cinayetin 106 sayfada neyini anlatacak diye merakla başladım. işin aslı bu oluyor sanırım. 'merakla'.. buradan sonra yazacaklarım kitap hakkında bilgi içerebilir. kitap bir cinayetten fazlasını işliyor bence. vicario kardeşlerin satiago nasar'ı öldüreceğini herkes biliyor fakat kimse tam olarak engellemiyor. tıpkı şimdi dünyamız da bu kadar vahşet yaşanırken diğer halinden memnun insanların üç maymunu oynadıkları gibi. clotilde armenta ya da bir şekilde cinayeti engellemeye çalışan insanlar ise sadece vicdan rahatlatma niteliği taşımaktadır. örneğin aylar önce aylan bebeğin sahildeki cesedinin fotoğrafının çekilmesi ve dünya yayılmasıyla herkes bir anda ayaklandı sesler yükseldi. şimdi ise unutulan eski bir fotoğraftan ibaret o masum bebek. gabriel garcia marquez bir cinayeti anlatarak bütün insanlığın o iğrenç karakterini ortaya dökmeyi çok güzel başarmıştır.