1. bu konunun tartışılması; bir topluma(evet, din ya da mezhep mensubu diye tanımlayamıyorum, zira türlü çeşit yaklaşım var bu konuda. insanları zorla kategorize etmek hoş değil. bende de alevilik var bir taraftan ama oturup "biz neciymişiz?" diye kurcalama gereği dahi duymadım.) atılan iftiranın ötesinde, varlığıyla başlı başına bir utanç kaynağıdır türk tarihi adına.

    neden mi? bu "mum söndü" meselesinin çıkış nedeni bizzat osmanlı'nın alevi düşmanı politikalarıdır. aleviler hemen her şehirde fişlenir ve ibadet sırasında evleri basılır sık sık. onlarca millete ve inanca barış içerisinde hükmetmiş bir haneden olarak görülen osmanlı; sünni islam dinamiklerinin dışında hiçbir şeye tahammülü olmayan insanlardan ibarettir. alevilerin kimlik kaygılarını geçtim, kendi aralarında yaptıkları ritüellerini bile sakıncalı bulurlar.

    bu durumdan haberdar olan aleviler, baskın zamanlarında bulundukları evin ışıklarını söndürmek suretiyle "şu anda burada cem yok" izlenimi vermeye çalışırlar ellerinden geldiğince. karanlık evlerdeki kalabalığın tespiti de zaten bu insanları itibarsızlaştırmaya can atanlara malzeme verir, türlü çeşit hikâyeler uydurulur.

    uydurulan hikâyeler, atılan iftiralar değil en acı, en utanılası olanı; alevilerin ibadetlerini devletten gizlemek için ışıklarını söndürmek zorunda kalmalarıdır. bu utanç bu coğrafyanın insanına bir ömür yeter, yetmeli.