1. halihazırda bulunan eğitim ve öğretim müfredatı çocuklarımızın ilgi, istek ve kaabiliyetlerini göz önünde bulundurmaz. standart bir müfredat sunar. her ne kadar güzel sanatlar, spor, fen, meslek liseleri gibi yetenek temelli liselerimiz olsa da ilk ve orta okullarda düz ve değişmez bir eğitim verilmekte. bu durum çocuklarımızın istedikleri ve yeteneklerine uygun eğitimi almalarına engeldir.

    cumhuriyetin kuruluş aşamasında gerekli olabilecek böylesi bir eğitim sistemi, modern dünyanın ihtiyaçlarına artık cevap vermemekte. o zamanlar kendini yeniden yaratmaya çalışılır, yaraları sarıp modern dünyaya ayak uydurma çabasıyla bir öğrenciye olabildiğince fazla ders verilirdi. köy enstütülerinde görev yapan öğretmenlere bakarsanız ne kadar çeşitli bir eğitim aldıklarını görebilirsiniz. mevcut nüfusun olabildiğince donanımlı olması gerekiyordu. artık durum böyle değil.

    artık branşlaşma ve uzmanlaşma dönemine geçtik. önceden bir lokantaya gittiğinizde orada hem çorba, hem sıcak yemekler, hem ızgara çeşitleri, hem pide çeşitlerii hem de deniz ürünlerini bir arada bulabilirdiniz. günümüzde ise çorbacılar ayrı, köfteciler ayrı, kebapçılar ayrı, balık restoranları ayrı hatta kuru fasulye-pilav yapanlar bile ayrı yerler açmış durumda. artık çeşitlilik var. uzmanlaşma var. bu eğitimde de bu şekilde olmalı.

    günümüzdeki teknoloji artık bilgiye erişimi çok basit bir hale getirmiş durumda. öğretmenlerin bilgi verme fonksiyonları ortadan kalkıyor. öğrenciler isterse bir iki tıkla öğretmenlerden çok daha fazla bilgiye sahip olabiliyorlar. bu durumda geriye eğitim kalıyor. eğitim de aile de başlıyor zaten. okullarımız şu anda sadece diploma verme görevi yerine getiren kurumlara dönmüş durumda. o diploma olmazsa kendinizi ispatlayamayacağınız için mecburen çocukları okullara gönderiyoruz. yoksa eğitimli ve iyi bir anne baba çocuğuna okuldakinden çok daha iyi ve etkili bir eğitim verebilir. bunu da başlıktaki ilk mesajda verilen hikayeyi okursanız görebilirsiniz.

    çocukların sosyalleşme ortamı bulmaları açısından okullar iyi olabilir. arkadaş bulma, toplumsal farklılıkları keşfetme, paylaşma gibi nitelikleri kazandırma konusunda okullar etkilidir. bir eğitimci olarak okulların çocuklarımıza iyinin yanında pek çok kötü örnekleri de sunduğunu hatırlatmam gerekir. lise öğrencileri arasında madde kullanımı her geçen yıl artmakta. bunu önümüze gelen disiplin raporlarında görüyoruz. etkili bir ahlaki bilinç de verilemiyor çünkü teknolojiyle uyuşturulan genç beyinler, bizim atalarımızdan aldığımız ahlakı demode görüyorlar. maalesef pek çok anne baba da kendilerini demode olmadıklarına ispat çabası içerisinde oldukları için, çocuklarındaki bu ahlaki dezanformasyonu hoş karşılayıp destekliyor. artık ebeveynleriyle sigara içen, alkol tüketen gençler var. geceyi arkadaşında geçirmesinde beis görmeyen, cinsel özgürlüklerine karışmayan ebeveynler var.

    okulsuz eğitim elbette mümkün hatta çok cazip gibi geliyor ama ebeveynlerin bu eğitimi verebilecek donanımda olmaları ve çocuklarına düzgün bir sosyal ortam sağlamaları koşuluyla.